Bu yazıda günümüz siyasetçilerin halka hitaben yapmış oldukları konuşmalardan, üsluplarını kullanış biçimlerinden ve özellikle muhalif partilerle iktidar partisinin birbirlerine karşı sergilemiş oldukları konuşma tutumlarını ele alacağız.
Bir siyasetçiyi bize tanıtan, siyasette başarılı olmasını ve belki de örnek alınmasını sağlayan temel etkendir üslup.
Siyasetçilerin üslup politikalarında gözlemlenen temel eğilim genellikle halkçı yaklaşımdır. Halkçı yaklaşım nedir? Genel olarak halkın diliyle halka vaaz vermek anlamını taşıyıp çoğu kez halktan kopmadıklarını, halktan birisi olduklarını gösterme amacını taşır. En çokta etkili olanı budur. Siyasetçilerin çoğu bu politikayı uygulayarak genelde başarı elde etmişlerdir. Çünkü halk her zaman kendisine yakın olanı seçer, bunda şüphe yoktur. Bir siyasetçinin yüksek idealleri varsa ve bu ideallere ulaşmak için halkın oyu gerekiyorsa işte o zaman siyasetçi halkın sesine kulak vermeli, halkın ihtiyaçlarını karşılayabilme gücünü göstermeli, halkı buna ikna etmeli ve halkta ikna olmalıdır. Tüm bunlar siyasetçinin etkili konuşabilmesiyle, üslubunu düzgün kullanabilme becerisiyle doğru orantılıdır.
Peki, günümüzde siyasetçiler üsluplarını ne şekilde kullanmaktadır?
Halka seslenirken çoğu kez muhaliflere atıfta bulunulur. Bu noktada siyasetçiler birbirlerine karşı adeta yarış içerisindedirler. Göze göz dişe diş esası uygulanır. Yani, hakarete hakaretle karşılık verilir, şiirle eleştiri yapılıyorsa şiirle karşı eleştiride bulunulur. Halk elçi görevini üstlenir sanki… O anda halkın sorunları, dertleri unutulur, halka sesleniş adeta bir düelloya dönüşür.
Sonuçta tüm bunlar bir yana, kişisel hesaplaşmalar halkta bir kutuplaşmaya yol açmaktadır. Halk, amaç değil de araç olmaktadır. Kişilik haklarını, insanlık onurunu zedeleyecek üsluplar demokrasiye de dolaylı olarak zarar vermektedir.
Halbuki, bir siyasetçinin topluma örnek oluşturması gerekir ki esas olanda budur. Siyasette ki üslupsuzluk bile başkaca eleştirilere o eleştirilerde başkaca üslupsuzluklara yol açmaktadır. Bu nedenle siyasetçilerin bu konu da önemle düşünmeleri gerekir. Söylenildiği gibi eleştiriler yarışmamalı düşünceler yarışmalıdır.
Bir siyasetçiyi diğerlerinden ayıran unsurlar nelerdir?
*ÜSLUP
*DÜŞÜNCELER/FİKİRLER
*HALKA DUYARLILIK
*LİDERLİK
*ERDEM, AHLAK, FAZİLET
Bu konu da Farabi çok yerinde bir sıralama yapmıştır.
FARABİ’YE GÖRE AHLÂK SİYASET VE MUTLULUK BAĞLAMINDA ERDEMLİ SİYASETCİNİN ÖZELLİKLERİ[1]
1. Organları tam olmalı.
2. İyi bir anlama yeteneğine sahip olmalıdır.
3. Hafızası güçlü olmalı.
4. Uyanık ve zeki olmalıdır.
5. Öğrenmeyi ve öğretmeyi sevmeli ve öğretimin getirdiği karşı sabırlı olmalıdır.
6. Güzel bir ifade yeteneğine sahip olmalı.
7. Şehvetine düşkün olmamalı ve yeme, içme ve cinsel arzularına düşkün olmamalı.
8. Doğruluğu ve doğruları sevmeli, yalandan ve yalancıdan nefret etmeli.
9. Onurlu ve cömert olmalı. Her türlü bayağı şeyden kendisini uzak tutmalı.
10. Altın ve gümüş gibi dünyevi şeyleri basit görmeli.
11. Adaleti ve adil kimseleri sevmeli. İnsanlara adil davranmalıdır. Haksızlık yapılması istendiğinde karşı koyabilmelidir.
12. Azimli ve kararlı olmalı. Amaçlarına ulaşma hususunda cesur olmalıdır.
12 madde halinde sıralanan bu nitelikler bir siyasetçinin ulaşması gereken, bunun içinde çaba göstermesi gerekli olan unsurlardır.
Her alanda olduğu gibi bu alanda ne yazık ki Türkiye’nin karnesi pek iç açıcı değil.
Umarım, siyasetçilerimiz Farabi’nin erdemli siyasetçinin özelliklerindeki unsurları bir an evvel uygulamaya geçirirler. Tek temennim budur.
YAZAR: Sinem SAÇKAN (Hukuk Fakültesi 3. sınıf öğrencisi)
[1] Bkz.’’ Siyasette Etik Kavramları’’ başlıklı ve 01.04.2009 tarihli yazı, (12.06.2011 erişim tarihi ile) http://www.habercinim.com/yazi-detay.php?yazino=56.