Düşünüyorumda acaba hayatımız boyunca hiç karşı pencereye geçip izledik mi? Kavgalarımıza kırılan dökülenlerimize alışkanlıklarımıza sevinçlerimize pişmanlıklarımıza bambaşka açıdan bakarak hesaplaştık mı hayatımızla? Dürüst olmak gerekirse ilk defa şuanda ben böyle bir şey düşünüyorum. Ve yine şuan farkettimki aslında üstünde ciddi durmam gereken bir konu bu. Düşünsenize hayatınızın bir film ve siz bunu oturmuş izliyorsunuz. Yani başrol oyuncusu olduğunuz izleme imkanı elinizde ve siz sanki tanımadığınız birini izleyip eleştiri yapıyorsunuz. Böyle bir şey yapmak insanlar için çok zor. Bazen ”haksızlık mı ediyorum” diyorum ama galiba insanın doğasında var bencillik…
Belkide bütün yanlışlıkların kilit noktası burada yatıyor. İnsan kendini asla ikinci plana atamıyor. Her ne kadar eleştiriye açığım ve özeleştiri yapabiliyorum dese de… Çünkü bence yaptığı öz eleştirinin çoğunuda inanarak yapmıyor. Ancak karşısındaki hatasını yüzüne vurunca aklı bşına geliyor; ama yinede ben merkezciliği elden bırakmayıp hatasını kendiside bildiği halde asla itiraf etmiyor. Bir ikinci sorun ise, insan hiçbir zaman ”ben nereye gidiyorum” demiyor. Varsa yoksa günü kurtarmak. İşte bunlar sadece birkaç hata ve insan bnları ancak karşı pencereye geçince görebiliyor. Örneğin sabah kalkıyoruz peki o gün için ne yapıyoruz? Ben karşı pencereye geçince bunu gördüm. ”Ben bugün için bugünü ölümsüz, değerli, verimli ya da nasıl adlandırırsanız öyle kılmak için ne yaptım?”
İşte bu sorunun cevabı kocaman bir boşluk. Hayat böyle basit olamaz. Ben bu dünyada varsam var olduğumu belli etmek zorundayım.
Görüyorsunuz ya daha pencereden yeni bakmaya başladık; Galiba bunu kelimelere dökmek imkansız ama lütfen
HAYATINIZDA BİR KEZ OLSUN KARŞI PENCEREYE GEÇİN!!!