İnsanın sımsıkı bağlandığı dünya hayatından bir ayrılıştır ölüm. Sanki derin bir uykudan uyanır gibi…
İnsanların konuşmaktan ya da düşünmekten hoşlanmadıkları ölüm kesin olarak yaşanacak, asıl olan ahiret hayatına geçiş gerçekleşecek ve dünyaya dönüş asla mümkün olmayacaktır.
‘Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile.’ (Nisa Suresi, 78)
Ölüm gerçeği belki de insanın üzerinde en çok düşünmesi gereken konulardan biridir. Ölümü düşünmeyen insanın içine düştüğü gaflet, ahirette cehennem azabıyla karşılaşmasına neden olabilir. Ölümü aklına bile getirmeyen insan için hayat yalnızca dünya meşgalelerinin peşinden koşarak, nefsini tatmin ederek, başkalarının rızasını gözetip, çalışarak ve eğlenerek geçer. Hayatın amaçları arasında Allah’ı anmak, Allah’ın rızasını gözetmek ve O’nun için yaşamak yoktur. Bu insanlar sadece belirli zamanlarda yaptıkları ibadetlerle kendi vicdanlarını rahatlatır ve bunun yeterli olduğunu düşünürler. Ölümü çok uzak gören bu insanlar için ibadetler yaşlılık döneminde yapılacak işler olarak görülür. Oysa bir saniye sonra ölümle karşılaşmayacağından kimse emin olamaz. Ölüm anı geldiğinde dünyada sahip olduğunu sandığı hiçbir şey kişiye fayda sağlamayacaktır. ‘Ne yakın akrabalarınız, ne çocuklarınız kıyamet günü size bir yarar sağlayamaz. (Allah) Sizin aranızı ayıracaktır. Allah, yaptıklarınızı görendir.’ (Mümtehine Suresi, 3)
İnsanlar arasında ölümün bir son olarak görülmesi oldukça büyük bir yanılgıdır. Çoğu insan yaşadığı sorunlardan kurtulmak için bir an önce ölmek ister. Ölümle birlikte her şeyin biteceğine ve tüm sıkıntılardan sonsuza kadar kurtulacaklarına inanırlar. Ancak bu çok büyük bir yanılgıdır. Allah dünya hayatını insanları sınamak için özel olarak yaratmıştır ve insan bu sınavı ancak Allah’a sığınarak ve O’nun razı olacağı şekilde yaşayarak verebilir. Bunu yapmayan, Allah’ın kaderinden razı olmayan insanların cehennemde yaşayacakları hissiyat çok ağır olacaktır. ‘Elleri boyunlarına bağlı olarak, sıkışık bir yerine atıldıkları zaman, orada yok oluşu isteyip-çağırırlar. Bugün bir yok oluşu çağırmayın, birçok (kere) yok oluşu isteyip-çağırın.’ (Furkan Suresi,13- 14) Cehennemin sonsuz azabından kurtulmak isteyen cehennem ehli dünyaya geri dönmek isteyecek ancak bu gerçekleşmeyecek ve sonsuz azapla baş başa kalacaktır. ‘Ateşin üstünde durdurulduklarında onları bir görsen; derler ki: “Keşke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de Rabbimiz’in ayetlerini yalanlamasaydık ve mü’minlerden olsaydık.” ‘ (En’am Suresi, 27) ‘Keşke o (ölüm herşeyi) kesip bitirseydi.’ (Hakka Suresi, 27)
Ölümü aklından çıkarmayan müminler ise çok kısa bir süre sonra gidecekleri sonsuz mekânın bilincinde olarak yaşarlar. Bu yüzden de tüm planları ve amelleri sonsuz cenneti kazanabilmek üzerinedir. Dünyayla ilgili hırslardan arınmış, sadece Allah’ın razı olacağı bir yaşam sürmeye kendilerini adamışlardır. Hayatları boyunca karşılaştıkları her olayın, her zorluğun Allah tarafından bir sınav olarak yaratıldığını bilerek ve tevekkül göstererek yaşayan müminler hem bu dünyada hem ahirette huzuru, güveni ve mutluluğu yaşarlar. ‘Rablerinden korkup-sakınanlar; onlar için Allah Katında -bir şölen olarak- altlarından ırmaklar akan -içinde ebedi kalacakları- cennetler vardır. İyilik yapanlar için, Allah’ın Katında olanlar daha hayırlıdır.’ (Ali İmran Suresi, 198)
Allah çoğu zaman insanlara ölümü hatırlatarak uyarılarda bulunur. Yakınlarının, sevdiklerinin ölümüne şahit olanlar, deprem, sel ya da pek çok doğal afeti yaşayanlar ya da tanık olanlar aslında ölümün ne kadar yakın olduğunu anlarlar. Ancak bu uyanış çok uzun sürmez. Şeytanın telkinleriyle insanlar yeniden hayatlarına kaldıkları yerden devam ederler. Ölüme çok yaklaştıklarını düşündükleri anlarda Allah’a yalvaran insanlar, ölüm kendilerinden uzaklaştığında ise yine nankörlük etmeye devam ederler. Üstelik hayatın çok kısa olduğunu düşünüp ”doya doya” yaşamak üzere hayata daha da sıkı bağlanarak… ‘Onlar gemiye bindikleri zaman, dini yalnızca O’na ‘halis kılan gönülden bağlılar’ olarak, Allah’a yalvarıp yakarırlar. Ama onları karaya çıkarıp kurtarınca, hemen şirk koşarlar.’ (Ankebut Suresi, 65)
Ölüm bu dünyadan bir ayrılış, asıl hayata bir geçiştir. Bir yok oluş değil yeni bir başlangıçtır. Bu başlangıç sonsuzluğadır… Sonsuz cennet ya da sonsuz cehennem…
Şu anda bütün insanlar ölüme hızla yaklaşıyorlar. Hata şu anda insanlar ölmeye devam ediyorlar. Dünyaya sürekli insanlar geliyor ve sürekli insanlar gidiyor.Ölümü unutsanız da, hatırlasanız da sonuç hiç değişmeyecek ve ölüm sizi bulacaktır. Ahirete hiç kimse size yardım edemeyecektir. Hayatınızın hesabını tek başınıza Alah’a vereceksiniz. Bu gerçeklerden hiç kimsenin kaçabilmesi mümkün değildir. Şöyle bir düşünün. Ben bir an sonra yaşayacağıma garanti veremiyorsam yani her an ölme ihtimalim varsa ve ölürsem dünyaya geri dönme fırsatım hiçbir zaman olmayacaksa o zaman şu anda neler yapmalıyım? Bu gerçeği düşündüğümüzde şu anımızın bizim için çok kıymetli olduğunu anlamış oluyoruz. Böyle bir gerçek varken hayatın akışına kapılıp ahiret için bir şeyler yapmamanız büyük bir akılsızlıktır. Biraz sonra ölürsem hayatımın hesabını Alah’a verebilecek miyim diye düşünün ve Alah’ın rızasını sabırlı bir şekilde kazanmaya çalışın.
Şu ana kadar ölmüş bütün insanları şöyle bir düşünün. O insanların hiç birisi şu anda dünyada değiler. Alah’ın kendilerine verdiği süreyi bitirmişlerdir. Alah o insanları hiçbir zaman imtihan etmeyecektir. Yani O insanların dünyaya geri dönüp ahireti kazanmak için bir şeyler yapması mümkün olmayacaktır. Alah dileseydi sizinde canınızı önceden alabilirdi. Eğer öyle olsaydı siz şu anda dünyada olmayacaktınız, cesediniz toprağın altında çürüyüp yok olacaktı. Başka bir hayat boyutunda olacaktınız. Dünyaya geri dönme şansınız hiçbir zaman olmayacaktı yani ahiret için hiçbir zaman hiçbir şey yapamayacaktınız. Alah sizi şu an yaşatığına göre bunu fırsat bilip ahiret için bir şeyler yapma gayretinde olun.
Ölüm anınızın şu an olduğunu düşünün. Sizin için neler önem kazanır, nelerin hiçbir anlamı kalmazdı? Neleri yapmış olmaktan veya yapmamış olmaktan dolayı pişmanlık duyardınız? Bu sorulara samimi cevap veren kişiler vicdanlarının ne dediğini ortaya çıkarabilirler. O nedenle sizde ölüm anında önemli olduğunu anladığınız şeyleri şimdiden yapın. Çünkü o an belkide çok yaklaşmıştır. Ölüm geri dönüşü olmayan bir kapıdır. Alah size dünyada beli bir süre vermiştir. Ölüm geldiği anda süreniz tamamlanacaktır. Ne kadar yalvarıp yakarsanız da size bir fırsat daha tanınmaz. Alah’a karşı yerine getirmediğiniz sorumluluklarınızı yerine getirmeniz için ek bir süre verilmez.
Unutmayın ki, her ne sebeple olursa olsun mutlaka bir gün ölecek ve Alah’ın huzurunda hesap vereceksiniz. Ölüm gerçeği hesaba katılmadan kurulan bir hayat elbete çürük bir temel üzerine kurulmuş olur.
Geçen günleri geri getirmek mümkün değildir. Yarını yaşayacağımıza dair bir garantimiz de yoktur. Gün bugün; sat bu sat; an bu andır. İnsan ancak içinde bulunduğu anı değerlendirme imkanına sahiptir ve bu anı fırsat bilerek ahiret için hazırlık yapmak durumundadır. Ömür su gibi akıp gitmektedir. İnsan her an ölüme yaklaşmaktadır. Ahiret hazırlığı için tanınan süre geçip tükenmektedir. Bu gerçekleri bilen insan, kuluk görevlerini doğmama ihtimali olan bir güne bırakmaz. Dünyanın Alah’ın rızasını kazanmak için çalışma, ahiretin ise hesap verme yeri olduğunun bilincinde olur. Dünya arkasını çevirerek yel gibi esip gitmekte, ahiret de ona karşı aynı süratle gelmektedir. Dünya hayatının ölümle sona ereceğini bilen, ölümün sonsuz bir hayatın başlangıcı olduğuna inanan bir insanın sonsuz hayatı kazanmak için hazırlık yapma ihtiyacı duymaması düşünülemez. Bir gün mutlaka bu hayata veda edeceğini bilen insan ölüm ötesi hayata hazırlıklı olmalı, ebedi hayatının sermayesini kazanacağı yer olan dünyada yaşadığı zaman dilimini çok iyi değerlendirmelidir.
Her zaman imtihanda olduğunuzu, her an ölebileceğinizi ve dünya hayatının Alah’ın rızasını ve cenetini kazanmak için tek fırsat olduğunu unutmayın. Ahirete sizi tehlikeye atacak her şeyden uzak durun. Ben şu anda son saniyelerimi yaşıyor olabilirim diye düşünün. Ahiret için bir şeyler yapabilmenin aciliyetli olduğunu anlayın. Ceheneme gitme ihtimalinden korkun ve Alah’ın rızasını ve cenetini kazanmak için gayret gösterin. Var gücünüzle ahiret için çalışın. Kaybedecek tek bir saniyemiz bile yoktur. Ölümden sonra karşınıza gelecek olaylarla tek başınıza muhatap olacaksınız. Bu konu doğrudan doğruya sizi ilgilendirmektir. Kesinlikle yaşayacağınız bu büyük olayı dikatli düşünün.
Milyarlarca insanın bir kısmı şu anda ölmektedir. Bu ölen insanlar az önce dünyadaydılar. Az önce dünyada olan bu insanların ruhları bedenlerinden ayrıldığı için kendilerini bir anda farklı bir yaşam boyutunda bulmuş oldular. Az önce ölen o insanlar kendi bedenlerini, malını, ailesini, her şeyini bırakıp dünyadan başka bir hayata gitiler. Bu durum şu anda hala devam etmektedir. Sizde bu duruma hızla yaklaşıyorsunuz. Bu durumu kendiniz için düşünün. Az önceki ölen insanlar gibi sizinde hayatınız belkide şimdi bitecektir. Dünyadan ayrılmak her an olabilir. Bunun bilincinde olup ahiret için bir şeyler yapmanız sizin için önemli olacaktır. Kendinizi bir anda farklı bir yaşam boyutunda bulduğunuzda artık gerçek hayat gitmiş olacaksınız.
İnsanlar uyuyacakları zaman genelde uyanacaklarının garanti olduğunu zanederler. Uyuduğunuz esnada hiçbir şeyin farkında değilken Alah canınızı alabilir ve kendinizi başka bir hayata bulabilirsiniz. Her uykudan önce şöyle düşünün. Ben uyursam uyanacağımın bir garantisi yoktur. Yani uyuduğumda Alah benim canımı alabilir. Her uykudan önce böyle bir ihtimal olduğundan dolayı Alah’a yönelip samimi tevbe etmeliyim. Günahlarımın bağışlanması ve ahiret için dua etmeliyim. Bunun yanında şükretmeniz, namaz kılmanız ve Kuran okumanızda sizin için önemli olacaktır.
Her uyandığınızda şöyle düşünün. Bugün dünyadaki son günüm olabilir. Yani bugün son günümün başlangıcı olabilir. Alah bana ahiret için son bir fırsat vermiş olabilir. Her an dünyadan gidebilirim. Bunun bilincinde olup günümü Alah’ı razı ederek geçirmeliyim.
RUHUNUZ BEDENİNİZDEN HER AN ÇIKABİLİR YANİ HER AN DÜNYADAN AYRILABİLİRSİNİZ. KENDİNİZİ BİR ANDA FARKLI YAŞAM BOYUTUNDA BULABİLİRSİNİZ. HER AN ÖLEBİLECEĞİNİZİ ŞİMDİDEN DÜŞÜNÜN VE AHİRETE ŞİMDİDEN HAZIRLANIN.
çok doğru ve anlamlı