Yeni bir telefon alır Vedat ve ilk işi telefona bir kılıf geçirmek olur. Telefon yeni çıkmış bir model olduğundan, çevresindekilerin ilgisini çeker ve meraklı gözler incelemek isterler. Vedat yeni almıştır ya telefonu içi içini yer, elinden düşürür de maazallah. Aradan zaman geçer ve telefonun güzelliğini bozduğu düşünülmeye başlayan kılıf telefondan çıkar. Cebine bile özenle koyduğu telefonu çıkarıp koltuğa fırlatmaya başlar. O an geçmişe dönse Vedat yaşadığı tezatlığa elbette anlam veremeyecektir.
Yapılan araştırmalar mutluluğun almaktan çok vermekte olduğu yönündedir. Sen hiç bir telefonun varken ikinciyi arzulayıp, fakat duygularına gem vurup o parayı maddi durumu olmayan bir çocuğu sevindirmek için kullandın mı? O zaman hemen şuan ne almak istediğini düşün ve sakın alma. Onun için ne kadar para gerekli olduğunu hesapla ve bir çocuğu sevindirmek için harca. Daha sonra diz çök ve çocuğa istediğini ver ve gözlerindeki mutluluğu izle. İtiraf etki kendine harcadığında bile bu kadar mutlu olmamıştın.
O gece başını yastığa koyduğunda hep o tebessüm gelir gözüne. Kendine gel sen niye gülüyorsun. Deli derler adama canım 🙂 Her aklına geldiğinde minik kalbin mutluluğuyla, mutlu olan sen olacaksın. Tabi bu sadece bir kişiye yaptığın bir şeydi. Şimdi bunu yaptığın insanların sayısını arttır ve mutluluğun tadını çıkar. Peki, bu kadar basit miydi her şey. Hayır, bu kadar basit değil. Çünkü her insan veremez. Mutluluk fedakâr ve akıllı insanların nasibidir.
İyide mutlu olmak isteyen kim kardeşim diyenleri duyar gibiyim. Be kardeşim bu hayatta mutluluk için yaşamıyor musun? Aldığın elbise, oturduğun ev, yediğin yemek, içtiğin su her şey mutlu olmak için değilmi! Dünya kadar paran olsun hiç harcama, sadece otur seyret onları bakalım senin için bir anlam ifade edecek mi? Bak işte güldürdün beni mutlu ettin 🙂 Mutluluğun formülünü yakalayıp, mutlu olmanız dileğiyle…