Mevlana’nın asıl ismi Muhammed, lakabı ise Celaleddin’dir.
Eskiden “Diyar-ı Rum” denilen Anadolu topraklarında, Konya’da yaşayıp vefat etmesi, şahsiyetini orada kazanması ve şöhret bulması sebebiyle “Rumi” (Anadolu) nisbesi ile anılır.
“Mevla-na” ‘efendi-miz’ demektir. ve hürmet maksadıyla ulema için kullanılırdı. Şeyh Sadreddin Konevi’nin (ö. 1274), sohbetleri esnasında ona “Mevlana” şeklinde hitap etmesinin, onun Mevlana lakab-ı alisiyle şöhret bulmasına sebep olduğu da kaydedilmiştir.
Sponsor Bağlantılar
“Hüdavendigar”, “Hünkar”, “Hazret-i Mevlana”, “Mevlevi”, “Şeyh”, “Molla-yı Rumi”, “Rumi”, ve “Hazret-i Pir” lakab ve ünvanları da onun için kullanılmıştır. Hazret-i Mevlana ve Hazret-i Pir saygı hitapları, Mevlevi çevrelerinde ve Anadolu’da daha çok tercih edilmiştir. Bugün İran ve Pakistan’da Mevlevi, Batı’da Rumi lakapları, onu anmak için öncelikle kullanılmaktadır.
Babasının adı Muhammed Bahaeddin Veled’dir. Babası Sultanü’l-Ulema lakabıyla meşhurdur. Annesi ise Belh emiri Rüknüddin’in kızı Prenses Mü’mine Hatun’dur. Mevlana bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Belh şehrinde doğdu. Belh şehri, köklü bir tasavvufi geleneğe sahip coğrafyalardan biriydi. Mevlana’nın doğum tarihi, oğlu Sultan Veled’in Divan’ının sonundaki bir kayıta göre 6 Rebiülevvel 604 (30 Eylül 1207)’dir. Ancak araştırmacılar, Mevlana’nın doğum tarihini 597/1200’lü, hatta daha önceki yıllara kadar götürmektedirler.
Mevlana’nın hayatını esasen 4 döneme ayırmak mümkündür.
1. Mevlana’nın Babasının Ölümüne Kadarki Hayatı (1207-1231)
Çocukluğunun ilk yıllarını doğduğu şehirde geçiren Mevlana, Hanefi bir alim ve sufi olan babasının, sultanla arasında vuku bulan inanç ve fikir ayrılıkları yüzünden, maiyetinde akraba ve müridlerinden oluşan büyük bir kalabalık olduğu halde Belh’ten göç etmesi sebebiyle (1212 ?), ilmi ve fikri hayatında önemli izler bırakan ve Konya’da sona eren uzun bir seyahat gerçekleştirir.
Bu seyahat esnasında, Nişabur’da ünlü sufi Feridüddin Attar’ın (Ö. 1230) iltifatına mazhar olan ve ondan Esrarname adlı eserini hediye alan Mevlana, yorucu ve uzun göç boyunca uğradıkları her yerde babasına gösterilen ilgi, saygı ve yakınlık dolayısıyla, aralarında Avarifü’l-Maarif sahibi Ebu Hafs Ömer Sühreverdi’nin (ö. 1234)’de bulunduğu, iktidar ve ilmiye sınıfından devrin ileri gelen pek çok şahsiyeti ile tanışma fırsatı bulmuştur. Bahaüddin Veled’e ilgi öylesine büyüktü ki, konaklanan her şehirde sultanlar kendisini ağırlamak için araya hatırı sayılır kişileri elçi olarak koyuyorlardı. Fakat o her zaman, bir medresede konaklamayı tercih etmiştir.
Kervan her şehirde bir müddet konaklamak kaydıyla, Nişabur’dan sonra Bağdat, Küfe, Mekke, Medine, Kudüs, Şam, Halep, Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde güzergahını takip ederek Larende’ye (Karaman’a) ulaşır (1221).
Erzincan’da iken, Sühreverdiyye’den Evhadüddin Kirmani (ö. 1237) ve Necmüddin Kübra’nın halifelerinden Sadüddin Hamevi (ö. 1252) ile de görüşülür. Mevlana bu suretle, babasının nezareti altında ve onun izini takip ederek hakiki ve fikri bir seyahat alemi yaşamış, İslam medeniyetinin o zamanki en canlı fikir merkezlerini gezerek şahsiyetini kazanmıştır.
Mevlana, Larende’de yedi yıl kaldı. Hayatının kederli ve sevinçli ilk önemli olaylarını bu şehirde yaşadı. 1225 yılında, babasının müridlerindenLala Şerefüddin Semerkandi’nin kızıGevher Hatun ile evlendi. Kısa bir müddet sonra annesi vefat etti. Onun vefatını, ağabeyi Alaeddin Muhammed’in vefatı izledi. Bir süre geçince de kayınvalidesi vefat etti. Aileyikedere boğan bu üzücü olayların ardından Mevlana’nın iki oğlu oldu. İlk oğluna (Sultan Veled) babasının, ikinci oğluna da (Alaeddin Çelebi) ağabeyinin ismini verdi.
Aile, yedi yıl kaldıkları Larende’den, Selçuklu hükümdarı Alaeddin Keykubad’ın (ö. 1236) ısrarlı daveti üzerine Konya’ya göçtü. Konya’ya geleli iki yıl olmuştu ki babası Sultanü’l-Ulema hayata gözlerini yumdu (1231).
2. Mevlana’nın Babasının Ölümünden, Şems-i Tebrizi ile Konya’daki Karşılaşmasına Kadar Olan Hayatı (1231-1244)
Medresenin ve dergahın bütün yükü omuzlarına binen ve babasının ölümüyle içinde büyük bir boşluk hisseden Mevlana’nın yardımına, babasının önde gelen müridlerinden ve şeyhini ziyaret makadıyla Konya’ya gelen Seyyid Burhaneddin Muhakkık-ı Tirmizi yetişti. Kübrevi tarikatına mensup olan Seyyid Burhaneddin, babasından sonra Mevlana’ya mürşidlik yapan ve onun ilmi ve tasavvufi yönden yetişmesinde önemli rol oynayan ilk kişidir.
Mevlana, mürşidinin isteği üzerine, ilim tahsil etmek üzere önce Halep Haleviyye Medresesi’ne, sonra da Şam Makdemiyye Medresesi’ne gitti. Oralarda altı yıl kadar (iki yıl Halep’te, dört yıl Şam’da), devrin ileri gelen hocalarından ilim, bilhassa tefsir, hadis ve fıkıh tahsil etti. Bu sıralarda Şam’da ikamet etmekte olan Muhyiddin İbnu’l-Arabi (ö. 1240) ve Sadreddin Konevi (ö. 1274) ile de görüştü. Mevlana’nın Halep ve Şam’dan Konya’ya dini ilimler ile mücehhez bir şekilde dönüşünden kısa bir süre sonra Seyyid Burhaneddin vefat etti (1241).
Kendi döneminin önde gelen Hanefi alimleri arasında yer alan Mevlana, babasından olduğu kadar Seyyid Burhaneddin’den de tamamıyla zahidane telakkiler almış; ondan, Gazzali’den (ö. 1111) mülhem olan Ehl-i Sünnet akidesine bağlı bir tasavvuf öğrenmişti.
Onun ölümünden sonra Mevlana bir taraftan medresede tedris ile meşgul oluyor, diğer taraftan da müridleri irşad etmeye çalışıyordu. İşte tam bu sıralarda Mevlana’nın hayatında büyük değişiklik yapan bir hadise oldu. Konya’ya Şems-i Tebrizi (Şemseddin Muhammed b. Ali et-Tebrizi) isimli bir şahıs geldi (1244). Ders ile meşgul olan büyük bilgin, tam bir zahid ve temkin ehli bir sufi olan Mevlana’yı bu garip zat kendinden geçirdi, aşk denizine attı ve coşkun bir Halk aşığı yapıverdi.
3. Mevlana’nın Şems’in Ölümüne (Tamamen Kaybolmasına) Kadar Olan Hayatı (1244-1247)
Şems, alim olmakla beraber şiddetli ruhani bir cezbenin tesiri altında bulunmaktaydı. Mevlana’yı dolu ve yanmaya hazırlanmış bir lamba gibi telakki eden kimseler, Şems’in mevkiini de bir kibritin yaptığı işe benzetirler. Asıl yanan ve nurlanan Mevlana idi. Onu uyandırmak ve ziya saçar bir hale getirmek için kibrit lazımdı ki buu da Şems yaptı. Başka bir görüşle: Şems Mevlana’yı ateşledi, fakat öyle bir infilak karşısında kaldı ki onun alevleri içinde kendisi de yandı.
Şems ile karşılaştıktan sonra Mevlana’nın hayatına tamamıyla o yön vermeye başladı. ki Hak aşığı halvete çekiliyorlar ve Hakk’ı anlama birbirlerine ayna oluyorlardı. Mevlana kendisini tamamen Şems’in sohbetine verdi, onda adeta kendisini kaybetti. Artık medreseye, dergaha çıkmaz oldu. Aslında Şems de Mevlana ile talebelerinin ve müridlerinin buluşmaması için elinden gelen gayreti sarf ediyordu. Ne var ki bu durum Mevlana’nın etrafındakilerin hiç de hoşuna gitmedi. İnsanlar arasında Şems’e karşı haset, kin ve nefret başladı. Belli bir zaman sonra dedikodular ve eleştiriler açıktan açığa yapılmaya başlandı. Şems, işin çığırından çıktığını, herkesin kendisine düşman olduğunu görünce, bir gün ansızın ortadan kayboluverdi (1246).
Şems’in ayrılışına Mevlana çok üzüldü. Divaneler gibi gazeller söylüyor, yüreğindeki ayrılık acısını dile getiriyordu. Etrafındakilerle ilgilenmesi bir yana, Şems zamanındaki hali de kayboldu. Hatta Şems’in gidişine sebep olanlara kızgın ve kırgındı. Onların yüzüne bile bakmıyordu.
Şems’in Şam’da olduğunu öğrenince Mevlana, oğlu Sultan Veled’i, hediyelerle birlikte ona elçi olarak gönderdi. Şems Konya’ya tekrar geldi (Mayıs 1247). Mevlana adeta bayram etti. Kırgın olduğu kimseleri bağışladı. Eski günlerdeki coşkun haline döndü. Fakat çok geçmeden, aralarında oğlu Alaeddin Çelebi’nin de olduğu bir grup, Şems’e karşı eski davranışlarını tekrar sergilemeye, onu ve Mevlana’yı üzmeye başladılar. Sonunda Şems ortadan büsbütün kayboldu.; veya öldürüldü (Aralık 1247). Mevlana onu her yerde aradı, hatta Şam’a bile gitti, ama nafile.
Ahmet Eflaki’nin Menakıbu’l-Arifin’de kaybettiği bir rivayete bakılırsa; düşmanları Şems’i öldürdükten sonra bir kuyuya attı. Sultan Veled onu rüyasında görerek buradan çıkartıp teçhiz ve Tekfin ettikten sonra, yine Tebrizli mimar Emir Bedreddin’in binası olan türbenin yanına defnettirdi. Mevlana, ıstırabının şiddetinden, yalnız başına bahçede dolaştı ve cenaze merasiminde bulunmadı. Adeta Şems’in öldüğüne inanmaktan kaçındı. Mevlana, oğlu Alaeddin Çelebi’ye karşı bu yüzden şiddetli nefret duydu. Alaeddin çok geçmeden şiddetli bir humma neticesinde vefat etti.
4. Mevlana’nın Şems’in Ölümünden Sonraki Hayatı (1247-1273)
Artık Mevlana gece gündüz sema ediyor, gazeller, şiirler söylüyordu. Ağlayışı ve feryadı herkesi yürekten yaralıyordu. Şems’i gönül dünyasında arıyordu. Nitekim onu orada buldu da… Bundan sonra kendini ilim tedrisine ve irşada verdi. Bir yandan da gönlü bir dost arayışı içerisindeydi.
Mevlana’nın can aynası olarak bulduğu diğer bir kişi Konyalı Selahaddin-i Zerkubi oldu. (Kuyumcu, altın dövücü Selahaddin). Aslında Kuyumcu Selahaddin, Seyyid Burhaneddin’in dervişi idi ve okuma yazması yoktu. Fakat Mevlana’nın coşkunluğu onunla tatlı bir sükunete erdi, gönül dünyası onunla huzuru yakaladı. Artık sema meclisleri zevk ve neşe ile kuruluyor, günler birer düğün havasında geçiyordu. Mevlana bütün gönlüyle ona yöneldi. Onunla iki bedende yaşayan bir can gibi yakınlaştılar. Onu, yerine halife ve şeyh ilan etti. Müridlerin irşadını ona havale etti. On yıl kadar süren mutlu bir dostluğun ardından, Selahaddin-i Zerkubi de Hakk’ın rahmetine kavuştu (1258).
Mevlana, daha sonra “kendisine içindeki nur hazinelerini keşfettiren” Çelebi Hüsameddin b. Muhammed b Hasan’ı (ö. 1284) dost, hemdem, yar ve halife seçti. Hüsameddin Çelebi, mensupları Ahi şeyhliği yapmış bir sülaleden geliyordu. Bu ahbablık ve sohbet on yıl kadar sürdü. Bu on yılın en güzel meyvesi ise Mesnevi oldu. Gönülbaşı ve halifesinin ricası üzerine Mevlana Mesnevi beyitlerini söylemeye başladı ve böylece muhteşem bir edebiyat ve tasavvuf klasiği olan Mesnevi telif edildi.
Uzun ve yorucu bir hayatın ardından ansızın ateşli bir hastalığın pençesine düşen Mevlana, dostlarının bütün tedavi çabalarına rağmen hastalıktan kurtulamadı ve 5 Cemaziyelahir 672 (17 Aralık 1273)’de vefat ederek Sevgilisine kavuştu.
Cenaze alayında Sadreddin Konevi ki Mevlana’nın vasiyetine rağmen, kendinden geçmesi sebebiyle cenaze namazını kıldıramadı, Selçuklu veziri Muinüddin Pervane, bütün Selçuklu emirleri, müderrisler, talebeler, her dinden ve mezhepten insan bulundu. Oğlu Sultan Veled’in İbtidaname’sine kaydettiğine göre, sadece Müslümanlar değil Hıristiyanlar ve Museviler de bu vefattan son derece üzüntü içindeydiler.
Mevlana’nın cenazesi Konya’da, babasının ve Selahaddin-i Zerkubi’nin de defnedildiği yere defnedildi. Sultan Veled zamanında sandukanın üzerine bir türbe yaptırıldı.
Mevlana’nın sevenleri, onun bir gazalinde de belirttiği üzere, vefat gecesinin bir ayrılık gecesi değil, bi visal gecesi olduğunu söylediler. Bunun için de o geceye Şeb-i Arus (Düğün Gecesi) adını verdiler ve ayinlerle ihya ettiler.
İki oğlunun annesi Gevher Hatun öldükten sonra Kira Hatun isminde dul bir kadınla evlenmiş olan Mevlana’nın, bu hanımından da Emir Alim Çelebi isminde bir oğlu ve Melike Hatun isminde bir kız çocuğu olmuş, fakat Emir Alim Çelebi pek genç yaşta iken vefat etmiştir. Mevlana’nın vefatında ancak oğlu Sultan Veled ile kızı Melike Hatun sağdı.
Hz. Mevlana’nın yazılı eserleri şunlardır:
1. Mesnevi,
2. Divan-ı Kebir
3. Fihi Ma Fih
4. Mecalis-i Seb’a
5. Mektuplar.
Eserlerinin orijinal dili Farsça’dır.
Mevlana ve Mevlevilikle ilgili Türkçe en geniş neşriyat Abdülbaki Gölpınarlı (ö. 1982) ve Şefik Can’a (ö. 2005) aittir.
Esasen Mevlana, Mevleviliğin şimdiki ayin ve kaidelerini vaz’ ve Mevleviliği bir tarikat halinde tesis etmemişti. O böyle kayıtlardan tamamıyla uzak bir zattı. Sema etmesi dahi vecd ve hal neticesiydi. Manevi terakkinin vasıtası ise aşk ve sohbetten ibaretti. Onun fikirlerinin intişarında ve tarikatının sistemleşmesinde oğlu Sultan Veled’in (623-712 / 1226-1312) payı büyüktür.
ALAH RAHMET EYLESİN [AMİN]:(
mevlana çok büyük bir din adamıdır
Alah Razı Olsun Teşekürler
Alah RAZI Olsun
ARKADAŞLAR BEN HAYATIMDA BİR İNSANIN BUKADAR HAYATININ BİR BÖLÜMÜDÜR. Ben şuan 12 yaşındayım anca 2 bölüme ayırırım. ama MEVLANAA SENİ SEVİYORUM
çok uzun ama çok güzel 1. olur bu vidyo bukadar
herkes mevlanaya inansın
Çok harika ve uzun . Uzun olsada daha ayrıntılı olduğu için daha açık şekilde anlayabiliyoruz.
bence çok güzel eserleride çok güzel biraz hayatı keşke kısa olsaydı ama olsun MEVLANA ya deger.
kısacası çok güzel
mevlananın hayatı cok güzel hemde çok acı
hayatın çok güzel
yunis abibunu sana gönderiyorum
mewlana hakında birazdaha bilgi werir misiniz acil
bu ne be çok uzn km yazcak
sizin sayenizde ödevimi yaptım:)
mevlanayi cok sewiyrum 🙂
çok uzun ama okumaya yazmaya degiyor
harika mevlana hakında çok iyi şeyler yazmış uzun ama güzel . olsun nedemişler dikensiz gül olmaz .
son video süperdi
ya keşke biraz kısa olsaydı
🙂
mademki kendine bir dert veya pişmanlık hisediyorsun bu Alahın sana olan yardımının ve sevgisinin bir delilidir. sen değerlerine ve düşüncelerine iki aleme de bedelsin ama ne yapayımki kendi dğerini biliyormusun
çokişime yaradı ihtiyacım vardı perfon mas ödeviydi
hz.mevlana yı ço seviyorum
güzel ama baya zamanımı aldı yazmak tam 8 sayfa kulandım hiç bitmiyecek zanetim ve mevlana nın yerinde olmak isterdim
arkadaşlar çok yardımcı oldu bu bana inşalah öğretmenimin gözüne girerim ben bide en çok onoun sözlerine hayranım fak you oh yeas
mevlana çok güzl birşeydir
yaha bu çok uzun ama
bana yardımcı oldu
MEVLANAYI ÇOK SEVİYORUM
güzel..
çok güzelmiş ama biraz uzun ama yine de işime çok yaradı
az kısa istedik be 🙂
bu çok uzun anca ben birinci sıryı yazamam
benim çok işime yarada arkadaşlar inşalah sizinde işinize yarar alaha emanet olun 🙂 🙂 🙂 🙂
çok güzel be
bişi sölicem güzel güzel ama çok uzun nasıl yazıcam bn
seni
vala yerinde olmak isterdim
çok i ama biraz uzun
çok uzun
bu benim ödevlerime yaradı takdir alacağım kesinlikle süper bir yazı herkes okusun
çok uzun be
en sondaki video çok güzel
bence çok müthiş bir yazı gerçekten bayıldım sizin sayenizde ödevimi rahatlıkla yaptım bundan sonrada lütfen paylaşımlarınıza bu şekilde devam edin :))
bunları yaptınız için çok teşekür ederim
bencede çuk güzel
çok güzel çok beğendim
güzelmiş
ben mevlananın en çok sözlerine hayranım
adam yüzyılarca din yapmış ama atatürk yan gelip yatı çok ****** bir adam
mevlanananın sözleri ve kendisinin hayatını anlatan videoya bakarken çok hycanlandım
mevlana insanları birbirine getiren hoşgörü mevlana ben mevlanayı çok sev.
BENCE bu mevlanın hayatı gayet ayrıntılı ve iyi anlatılmıştır
harika …SENİ SEVİYORUM MEVLANA
U çok klas ve çok cikis
mevlana çok güzeldi ama çok uzun oldu için pek çok yazamadım
çok güzel ama çok uzun
BİRAZ KISA OLSA OLCAKMIŞ AMA GZL ÇOK GZL HEMDE
çok güzel
cokl guzel odevım ıcın
çok güzel anlantış ve yazmışlar muhteşem
mevlana çok güzel bir yer
babasının ölümü
bana çok yardımcı oldu mevlana saol…
nedemezsiniz bu yazıyla çok yardımcı oldu 😀
çok iyi bir yazı hemde dini
onu çok seviyorum
çok güzel ödevime yardım eti
çok güzel
çok süper
ya çok iyi
Mevlana’nın asıl ismi Muhamed, lakabı ise Celaledin’dir.
Eskiden “Diyar-ı Rum” denilen Anadolu topraklarında, Konya’da yaşayıp vefat etmesi, şahsiyetini orada kazanması ve şöhret bulması sebebiyle “Rumi” (Anadolu) nisbesi ile anılır.
“Mevla-na” ‘efendi-miz’ demektir. ve hürmet maksadıyla ulema için kulanılırdı. Şeyh Sadredin Konevi’nin (ö. 1274), sohbetleri esnasında ona “Mevlana” şeklinde hitap etmesinin, onun Mevlana lakab-ı alisiyle şöhret bulmasına sebep olduğu da kaydedilmiştir.
“Hüdavendigar”, “Hünkar”, “Hazret-i Mevlana”, “Mevlevi”, “Şeyh”, “Mola-yı Rumi”, “Rumi”, ve “Hazret-i Pir” lakab ve ünvanları da onun için kulanılmıştır. Hazret-i Mevlana ve Hazret-i Pir saygı hitapları, Mevlevi çevrelerinde ve Anadolu’da daha çok tercih edilmiştir. Bugün İran ve Pakistan’da Mevlevi, Batı’da Rumi lakapları, onu anmak için öncelikle kulanılmaktadır.
Babasının adı Muhamed Bahaedin Veled’dir. Babası Sultanü’l-Ulema lakabıyla meşhurdur. Anesi ise Belh emiri Rüknüdin’in kızı Prenses Mü’mine Hatun’dur. Mevlana bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Belh şehrinde doğdu. Belh şehri, köklü bir tasavufi geleneğe sahip coğrafyalardan biriydi. Mevlana’nın doğum tarihi, oğlu Sultan Veled’in Divan’ının sonundaki bir kayıta göre 6 Rebiülevel 604 (30 Eylül 1207)’dir. Ancak araştırmacılar, Mevlana’nın doğum tarihini 597/1200’lü, hata daha önceki yılara kadar ***ürmektedirler.
Mevlana’nın hayatını esasen 4 döneme ayırmak mümkündür.
mevlana çok iyi bir yer oaraya gitim herkes çok iyidi
bende
mevlana en hoşgörülü ve saygılı bir insan
byler bu sosyal ödevime çok ise yaradı ve öğrentmenin gozüne girdim thank you
y7hnıujmngfg********************f
y7hnıujmngfg********************f
ya burasını ananızın babanızın evi mi sandınız adam bi konuşup yorup atcaksanız atın atmıycaksanz yok olun ok b.
yazı çin teşkrler çok işime yaradı emegnize sağlık 😀
kızım harika proje ödevimi yaptım len
harbiden de elif misin nur musun nesin burası aşk sitesi değil dikatini çekerim. ayıp! ( hazar, neziha, ekrem sizin için de geçerli) aşk die tutrmuş gidiolar sanki dünyan başka derdi yokmuş gibi…
mevlanaının tırnağı olup öyle gelin böyle sitelerin sayısı zaten az varlığnzla huzur bozmayın…
selam neziha ben seni gerçekten çok sewiyorum herşeyden çok seviyorum güzel bi kızsın bunu biliyormusun kimi sewdiysem yalan tek seni sewdim bunu sana söylememiştim ama mevlananın böyle sohbeti görünce senle elifnurun konuştuğunu gördüm o dediklerin doğrumu doğruysa sana çıkma teklifi ediyorum benimle çıkarmısın
mevlana hoşgörülü,ayrım yapmayan,herkesi eşit gören,büyüğüyle küçüğüyle herkesi severdi.
mevlananın hayatı okunmaya deyer bir hayat hikayesi bunu herkes okomalı
sayenizde hocamdan kurtuldum
hazar ben nezihayı ya hani onun adını kulandım ben sadece ben neziha kocagöze sana çılgınlar gibi aşığım beni sevmediğini biliyorum ama ne yapabilirim kalbime söz geçiremiyorum tabi biliyorum aramızda yaş farkı biraz çok ama yinede seni seviyorum bana çıkma teklifi edersen hemen kabul ederim bir dakika hata bir saniye bile düşünmem seni her zaman seveceğim.orda hazarı seviyorum yazıyodu ya hani onu seni kıskandırmak için yazdım ben sana aşkım dicem sevgili deiliz biliyorum ama yinede sen benim biricik aşkımsın sana bişey olursa ben yapamam.hani sen biriyle çıkmıştın ya hani sen anlarsın işte ben o zaman seni o kadar çok kıskandım ki kıskançlığımdandan dolayı o kızı öldürebilirdim o derece yani seni ne kadar sevdiğimi anla artık aşkım.ben sadece bu kadar sözü senin için yazarım başkası dese yazmam hata anem için bile yazmam o derece seni herkesten çok seiyorum aşkım benim neyse bu kadar cümle yeter şimdi başıma anemler dikilir aşkım seni seven kız elif nur başoğlu fevziye çelik ilk öğretim okulu istediğin her zaman beni arayabilirsin telefonum var sende istersen yanıma bile gelebilirsin seni seviyorum
BURADA ÇOK BİLGİ VERİLİYOR BU BİLGİLER İÇİN SİZE ÇOK TEŞEKÜR EDİYORUM
YARINA DİN PROJE ÖDEVİNİ YAPMAM GEREKİYOR DA BEN ÇOK ÇALIŞKAN BİR İNSANIMDIR
🙂
çok güzel ama çok zor ayarladım
ben mevlananınsözlerini çokbeğeniyorum
gönül sulatanını okuyup da hamdım pıstim yandım dememek mumkun degılımi : baskal lafa bakılmaz. TESEKURLER.
çok teşekürler hem ingilizce hem de sosyal ödevime yardımcı oldunuz çok teşekürler
fd
ceyda manyas bizim buraya aşk cümleleri yazmamızdn sanane böyle dini bi sitede bunları yazıyoruz ama günahı bize geliyo sana göndermiyoz günahını ezik mal *****
ay bu site mevlana sitesi aşk sitesi değil ne bu böyle ya aşkım maşkım çok spklar ya ama doğru değilmi yok ekrem mekrem yo elfsu melif su a ama çık ayıp terbiyesizler biraz terbiye alın y bence bu site çık güzel arkadaşlar:)
Ask mesajlari
hazar o neziha falan yzdım ya hani onun adını kulandım ben sadece ben elif nur başoğlu sana çılgınlar gibi aşığım beni sevmediğini biliyorum ama ne yapabilirim kalbime söz geçiremiyorum tabi biliyorum aramızda yaş farkı biraz çok ama yinede seni seviyorum bana çıkma teklifi edersen hemen kabul ederim bir dakika hata bir saniye bile düşünmem seni her zaman seveceğim.orda ekremi seviyorum yazıyodu ya hani onu seni kıskandırmak için yazdım ben sana aşkım dicem sevgili deiliz biliyorum ama yinede sen benim biricik aşkımsın sana bişey olursa ben yapamam.hani sen biriyle çıkmıştın ya hani sen anlarsın işte ben o zaman seni o kadar çok kıskandım ki kıskançlığımdandan dolayı o kızı öldürebilirdim o derece yani seni ne kadar sevdiğimi anla artık aşkım.ben sadece bu kadar sözü senin için yazarım başkası dese yazmam hata anem için bile yazmam o derece seni herkesten çok seiyorum aşkım benim neyse bu kadar cümle yeter şimdi başıma anemler dikilir aşkım seni seven kız elif nur başoğlu fevziye çelik ilk öğretim okulu istediğin her zaman beni arayabilirsin telefonum var sende istersen yanıma bile gelebilirsin seni seviyorum
ya neziha teklifi kbul ederek beni ne kadar mutlu etiğni bilemezsin seni dağlar taşlar su damlaları kadar seviyorum.sana çılgınlar gibi aşığım büyüyünce seninle evlenmek istiyorum inşalah sende öyle düşünüyosundur .arkadaşlar bende ekrem elif nur ile aynı okula gidiyorum yani fevziye çelik i.ö.o. 6 b sınıfı öptüm herkezi ama ençok neziha sana aşığım artık sevgili olduğumuza göre aşkım diyebilirim .iyikide bu sitede konuşuyoruz kimsenin haberi olmuyo aşkım seni seviyom
bende bunu seveceğini biliyodum aşkım
hazar senin aşkın dağları deler sen seviyon seviyosan eğer anlarsın 6 b fevziye çelik
JNJ
ya elif nur teklifi kbul ederek beni ne kadar mutlu etiğni bilemezsin seni dağlar taşlar su damlaları kadar seviyorum.sana çılgınlar gibi aşığım büyüyünce seninle evlenmek istiyorum inşalah sende öyle düşünüyosundur .arkadaşlar bende ekrem elif nur ile aynı okula gidiyorum yani fevziye çelik i.ö.o. 4/b sınıfı öptüm herkezi ama ençok elif nuru sana aşığım artık sevgili olduğumuza göre aşkım diyebilirim .iyikide bu sitede konuşuyoruz kimsenin haberi olmuyo aşkım seni seviyorum b