Arapça harfle basılı ilk eserin 1588 tarihli olduğunu Mustafa Nuri Paşa’dan öğreniyoruz. Yabancı bir kişi Arapça harfle bir kitap basmak ve gümrük vergisinden muaf olmak için gerekli izni almış, daha sonra bu izni bastığı kitabın ilk sayfasına koymuştur.[5] Yani baskı tekniği çok cüz’i olarak İbrahim Müteferrika’dan yaklaşık 150 yıl kadar önce Arap alfabesine girmiş, ancak ilerleyememiştir. Matbaanın kuruluşunda dönemin aydın devlet adamlarının önemli etkisi vardır. Fakat bunun gerçekleşmesinde Paris’e elçilik heyeti ile giden Sait Efendi ile İbrahim Müteferrika’nın[6] rolü büyüktür. İbrahim Müteferrika, matbaanın kullanılmasında, yönetimi ikna için yazmış olduğu matbaanın faydalarını anlatan “Vesiletü’t-tıbaa” adlı bir risale hazırlayarak dönemin sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’ya sunmuştur. Risale, ülkenin uğramış olduğu istilalarla bir çok yazma kitabın yok olduğunu belirtip yerine ikame edilecek kitapların olmayışından söz ederek, matbaanın bu güç durumu ortadan kaldıracağını söylemiştir. Osmanlı Devleti, cihad ile İslamın şerefini arttırdığı gibi kitap yayınlama suretiyle de İslam kültürüne hizmet edecektir. 1727’de ise Padişahın fermanı ve Şeyhülislamın fetvası ile müteferrika matbaanın açılması için çalışmalarını hızlandırmıştı. Ayrıca İstanbul’un ünlü alimlerinden basın hakkında övgüler toplayan müteferrika, dini ve hattat çevrelerinden gelebilecek tepkileri önlemek için topladığı övgüleri, ferman ve fetvaları bastığı Vankulu sözlüğünün baş tarafından yayınlamıştır.
Basılacak eserlerin yanlışsız ve daha bilimsel olması için zamanın bilginlerinin de matbaada çalışmalarını sağlayan müteferrika matbaanın araç-gereç ve mürettiplerinin sağlanması için İstanbul’daki usta matbaacılardan özellikle de Yahudilerden faydalanmıştır.[7]
Matbaa, Müteferrika’nın Sultan Selim semtindeki evinin alt katında hizmete girmiş, kitaplar için 4, haritalar için ise 2 baskı makinesi bulunmaktaydı. Matbaada ilk basılan eserler şunlardı;
– Vankulu Lügatı
– Tuhfetül kibar fi esfar il bikâr
– Tarih-i Seyyah
– Tarih-i Hindî Garbî
– Tarih-i Timur Gügân
– Tarih-i Mısr il-Kadime ve Mısr-ı Cedid
– Gülşen-i Hulefa
– Gramarie Turque (Fransızça harfler Fransa’dan getirtilmiştir)
– Usul ül-Hikem
– Füyuzat-ı Miknatisiye
– Cihannüma
– Takvim üt Tevarih
– Tarih-i Naima
– Tarih-i Raşit
– Asım Tarihi
– Ahval-i Gazavat-ı der Diyar-ı Bosna
– Lisan ül Acem-Ferhengi Şuuri[8]
Ancak basılan bu kitaplar Osmanlı toplumunda beklenen ilgiyi sağlamamıştır. Bunun bir nedeni Osmanlı Devleti’nde izlenen eğitim metodudur. Öğrenciler o dönemde, okumaya başlayacakları kitapları başlangıçta kendileri kopya ederek ilk derslerini almaktaydılar. Bu da bu cins basılı kitaplar için müşteri bulmanın zorluğunu beraberinde getirmiştir. Hidayet Nuhoğlu’nun bir diğer tespiti ise kitabın arzı ve kitaba olan talep meselesidir. Sahaflar, kitap alım-satımı ile uğraşırken bir yandan da kitap imali ile de uğraşmışlar, bunun için de meslekleri kitap kopya etmek olan ve sayıları binlerle ifade edilen yazıcılar ve hattatlara iş sahası olmuştur.[9]
Kısaca, matbaanın merkezi otorite tarafından, Müslümanlarca da kullanılmasına izin verilmesine rağmen alışılagelen sosyal hareketlilik gerçekleşmemiştir. Bunun nedenini toplumsal yapının karakterine, eğitim anlayışına ve de matbaanın neredeyse bir asrı aşkın bir süre boyunca kullanım alanının sınırlı bir bölgeye sahip olmasına bağlamak mümkündür. Zaten tekel altında tutulmuş olan matbaanın ulaşabileceği halk kitlesi de son derece sınırlıdır. Az sayıdaki yayın halka hitap etmediği gibi halkın bunlara ulaşması da oldukça güçtü. İlk dönemlerde basılan kitapların pahalılığından ötürü medrese öğrencilerinin dahi kitapları satın alamadığı bilinmektedir.
Batıda 1740’lı yılların başına kadar Batı’da bir buçuk milyon kitaptan 1.4 milyar nüsha basılmıştı., buna karşılık Müteferrika Matbaasında 1729-1742 arasında bütün ürünü olan 23 ciltlik 17 eseri toplam 12 bin nüsha basmaktan ileri gidememiştir.[10]
Google’da Ne Arıyorsunuz?
* Osmanlı Devleti’nde matbaada basılan ilk eser (1. sıra)
* Yahudi matbaası (8. sıra)
[1] Avram GALANTİ; Türkler ve Yahudiler, II, Basım, İstanbul 1947, s. 100.
[2] Osman ERSOY; Türkiye’ye Matbaanın Girişi ve İlk Basılan Eserler, Ankara Güven Basımevi, A.Ü.Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları, 1959, s.20’de Ermenilerin matbaa kurma tarihini 1565 olarak gösterir.
[3] Alpay KABACALI; Başlangıçtan Günümüze Türkiye’de Matbaa Basın ve Yayın, İstanbul 2000, s.11-12.
[4] Osman ERSOY; Türkiye’ye Matbaanın Girişi ve İlk Basılan Eserler,s.21.
[5] Mustafa Nuri Paşa; Netayic ül-Vukuat, C.III-IV, Sad.: N.Çağatay, TTK Yay., Ankara 1992, s.147.
[6] İbrahim Müteferrika hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.: Niyazi BERKES; “İlk Türk Matbaası Kurucusunun Dini ve Fikri Kimliği”, Belleten, C.XXVI/100-104 (1962).
[7] Fuat Süreyya ORAL, Türk Basın Tarihi-1728-1922,1831-1922, Yeni Adım Matbaası, Ankara, s.48.
[8] ORAL, Türk Basın Tarihi-1728-1922,1831-1922, s.49.
[9] Hidayet NUHOĞLU; “Osmanlı Matbaacılığı”, TÜRKLER, C. XIV, (Ed.: H.C.Güzel, K.Çiçek, S.Koca), Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s.931.
[10] Orhan KOLOĞLU; Osmanlıdan Günümüze Türkiye’de Basın, İletişim Yayınları, 2.Basım, İstanbul 1994, s.7-8.
Çok güzel ama biraz uzun
elinize sağlık çok beğendim
ZEKA MI YOK SENDE OLUM ŞEYHÜSLAM DAHA ÖNCE DEN İZİN VERMİŞTİ ZATEN SADECE DİNİKİTAP BASMAK YOKTUR
balki değil belki ,
at değil art
bir icat ülkeye dile kolay 300 sene geç giriyorsa, bunun nedeni ne yaptığını bilmeyen kötü niyetli hatatlar olabilir mi? 300 sene en az 15 nesil demektir. nasıl bir organizasyondur ki bu hatatlar loncası, 300 sene nuh demiş peygamber dememiştir?
osmanlı, bütün islam alemi ile birlikte 15. yüzyıldan itibaren yoğun bir bağnazlık bataklığına batı. islam dünyasının bütün filozofları, matematikçileri, gök bilimcileri, bilimum alimleri en geç 14. yüzyıla kadar eser verdiler. mevlanalar, ibn-i sinalar, ali kuşçular, yunus emreler, ömer hayamlar, yüzlerce büyük bilim adamı, filozof, şair, islam dünyasının gurur duyduğu ne kadar insan varsa hep 14. yüzyıl ve daha eskide yaşadı, ondan sonrası hep karanlık… ve o bataklıktan hala da çıkmış değiliz.
gelgelelim, insanlar 3 satırdan uzun yazıyı okumaktan imtina ediyorsa, daha 500 sene böyle gider bu iş.
ben size ne soruyorum siz bana ne cevap veriyorsunuz
o gunun sartlarında bınlerce hatat var ve bunların gecım kaynağı asıl neden ıslık yaratmamak. sonra teknık nedenler var paraca yok ıyı bılen yok dını neden de vardır ama abartıldıkları gıbı değıl
süper
avrupa dan 300 yıl sonra kısıtlı imkanlarla oda şeyhülislam fetvası gerekerek hizmete girmiş matbanın gecikmesinde dinin rolü yok demek saflık olur
Gerçekten güzel olmuş, balki daha teferuatlı olabilirdi. birde yazıdan sonraki yorumları görünce anlıyoruz ki okumaktan imtina edilen bir memlekete matba engel olarak dini göstermek at niyetir.
daha kısası yokmu okuyamadımda 🙁
yazar kim
çok çok tşk ederim ben bn araya araya bulamazdım
güzel olmuş
matba ne demek olum
süper de yani brz uzunca oluvermiş…
çok güzel bir site aradığımı hemen buldum
Çoq güzel ***um güzel sen güzel o güzel amın güzel
aradımı bulamadım ama güzeldi cokta uzun deil bence uzun olsada dahaiyiolur
teşekür ederim
çok qsl ve uzun .d
aradığıma ulaşamadım
ÇOK UZUN OLMUŞ DİOSUNUZ AMA BUNU BULMAYA ÇALIŞAN KAÇ KİŞİ VAR UTANIN BİDE BİLGİSAYARI OLMAYANLARI DÜŞÜNÜN BU ADAMLAR EMEK VERMİŞ SİZ UZUN DİONUZ UTANIN
ya güzelde bana siyasi ve kültürel, sosyal ve ekonomik, sağlık ve eğitim alanındaki etkileri gerek
ama güzel
cok güzel
kesinlikle çok bilgilendirici bir makale. özelikle matbanın geç gelmesini dini nedenlere dayandıranlar için daha aydınlatıcı olmalı. müteferikanın evinde açtığı ilk matba da basılan kitapların özelikle ulema yani dini kesim tarafından talep gördüğü artık biliniyor. Açıkçası baskı tarihinde beni üzen en büyük nokta Müteferika’nın en önemli eserleri olan ve aralarında Tarih-i Hindi garbi ve Vankulu sözlüğünün de bulunduğu pekçok değerli eserin aslının zamanında rusya ya armağan edilmesi. şuan rusya kütüphanelerinde olması.
ya çok uzun biraz kısaltıl ben nasıl yazcam onca şeyi
osmanlı devletine matbanın geç gelmesinin sebepleri nelerdir?
lütfen
çok uzun be
aradığımı buldum sizlere daha doğrusu bunu hazırlayanlara sonsuz sevgiler
eşeklik yapma onu da sen yap. ödev mi hazırlıyoruz size.
çok uzun .yazmışsınız insan biraz zahmet edipte kısaltıverir
tşkrler inşl ardğım şey bu dur
😀 çok teşekürler aradığım bilgilere ulaştım
çok güzel yazmışsınız 😉
aradığım bilgilere ulaştım teşekürler
aradığım bilgilere ulaştım. teşekürler
çok teşekür ederim