Türkiye çok geç kaldıĝı bir düzenleme yüzünden şimdi çalkalanıyor. Neymiş efendim istedikleri zaman bu beyler içemiyeceklermiş, bundan böyle sırada başka İslami uygulamalar (sanki bu islami imiş gibi) varmış, mış, mış da mış…
En çok zoruma giden adına „sanatçı“ denen bazı haddini bilmezlerin Anadolu da bir çok yerde içki satılmadıĝı yalanını insanların gözünün içine baka baka söylemeleri. Bu tipleri yalan makinesine soksak herhalde makineler çatlardı. Halkımızı aşaĝılamaktan çekinmeyen bu ne idüĝü belirsiz tipler laik yaşamın bu hükumet zamanında tehlikeye düştüĝünü ileri sürüyorlar. Laik yaşam ne demekse? Aslında laik yaşam diye bir şey yoktur. Bunun esas adı secüler yaşamdır. Yani sadece dünya için yaşamak, yetmez ahireti inkar eden bir yaşam biçimi kastedilir. Elbette iman etmek bir tercihdir. Zaten herkese nasip olmayan bir imkandır. Bu ülkenin secüler kesimi de dilediĝince içebilmelidir ve zaten içiyorlar da…
Bu kesimlerin ortaya attıkları endişe denen şey ucuz bir „Paranoya” dan ibarettir. Ve esasen bu, psikolojik harekât planının bir parçasıdır. Bu kesimlerin biricik gayeleri Ak Partiyi komple imha etmekten ibarettir. Esas endişe kendi çiftlikleri haline getirdikleri kemalist felsefeye öykünerek bir güzel rant kapısına çevirdikleri çıkar cumhuriyetinin çatırdamış olmasıdır.
Bu endişelerin suya tirit palavralardan ibaret olduĝunu anlamaya çalıştıktan sonra biraz da şu “Modern” kavramı üzerinde duralım. Esasen 19.y.y sonları ve 20. y.y başlarına ait olan bu kavramın anavatanına baktıĝımızda tamamen tepkisel bir hareket olduĝunu görmekteyiz. Yani geleneksel olana bir tepki hareketi olarak doĝmuştur, modernite, Olayın doĝası gereĝi Tanrıyı yeryüzünden kovma girişimini de barındırmakta olan modernizm aynı zamanda “İndividualizm”i yani bireysilliĝi ve çeşitliliĝi de getirmiştir. Ve zaman içinde hem özgürlük noktasında ve hemde demokrasi noktasında bir hayli yol almıştır. Uzatmayalım; Modern olanlar, demokrasi, özgürlük insan hakları ve hukuktan yana tavır alırlar. Peki hemen herşeyi bir maymun iştihası ile batı`dan almayı en büyük meziyet sayan bu positivist kafalı yarı aydınlarımız ne kadar modernler acaba? Bir bakalım:
Kendilerini hem modern ve hem de endişeli diye tarif eden bu kesimin kahır ekseriyetinin CHP zihniyetinden olduĝu herkesin malumu.
Halkın % 50 oyunu alarak işbaşına gelmiş bir hükumeti bir kurgu tanrının olmayan nutkundan besleyerek insanları isyana teşvik etmek, başbakana hakaret etmekten dilleri dışarda gezen muhalefetin ayaklanma çaĝrısı yaparak Ülkeyi Tunus ve Mısır ile özdeşleştirme gayreti ve dahi darbe yapmadılar diye ( doğrusu,yapamadılar olmalı) milletin ordusunu „Kaĝıttan Kaplan“ olarak tavsif etmek ne demek.
Emekli memur Genel Başkan ile havaya girmiş bazı insanlar CHP`den bu çatlak sözler çıktıkça hayıflanıp duruyorlar. Halbuki CHP`nin özü bu dur, bilmiyor yada bunu bir türlü görmek istemiyorlar. CHP 50 yıldır sandık yolu ile iktidar olamıyor, bu gidişle olamayacakta.
CHP`nin sandıĝa ihtiyacıda yoktu doĝrusu. Zira makamda kim olursa olsun sonuçta mutlaka onun dediĝi olacaktı. Yani bu kafa hiç birzaman bu halkı adam edememiştir! Şimdi aĝlaşmaları bundandır.Çünkü bundan böyle sandıktan çıkamayana bu halk hiç bir yetki tanımayacak ve yetkilerinin jakoben tavırlarla gasbedilmesine de asla izin vermeyecek.
Bu kafa gerçekten endişeli olabilir belki ama asla modern olamaz. Eĝer modernlik sadece çıplak dolanmak ve sadece içmekten ibaretse Afrikanın derinliklerindeki kabilelerin yanlarına gitsinler, bence rahat ederler.
Baki Selam ve Saygılarımla.
Ömer Erdem
Mainz/Almanya