Günümüzde iki türlü oy veren grup vardır. Birinci grup, saplantılı ideolojileri olanlanların verdiği oylardır. İkinci grup ise halka hizmet edenlere verilen oylardır.
Birinci gruptakiler yani ideoloji uğruna verilen oylara kemikleşmiş oylar da diyebiliriz. Partinin başında kim olursa olsun önemi yoktur onlar için. Önemli olan verdikleri oylardır. Kendilerine hiçbir yarar sağlamayan bu oylarda boşuna gidiyor havası mevcut. Babadan oğula geçen bu sistemde baba hangi ideolojik düşünceyi destekliyorsa oğlunu da o ideolojiye göre yetiştiriyor. Çocuğu da genellikle babasının izinden gidiyor. Böylece oylar nesilden nesile aktarılarak kemikleşmesi sağlanmış olunuyor. Birinci grup dediğimiz, hizmet edenlere verilen oylar ise gerçek yerini bularak, oyların heba olmasını engelliyor.
Şimdi bazı okuyucularım diyebilir, sen menfi düşünüyorsun. Bir partiyi destekliyorsun. Hayır, hiç bir zaman parti desteklemedim desteklemem de. Hizmet yapana oyumu veririrm. Görünen köy klavuz istemez. Kimin hizmet ettiği, Kimin halkı galeyana getirip hizmetleri aksatmaya çalıştığı meydandadır. Zaten hizmet edenlere oy veren kişi asla belli görüşe sahip partiye oy vermez, kim hizmet yaparsa ona oy verir. Doğru olan mantıkta bu olmalıdır.
Kemikleşmiş oylarla ilgili gerçekten yaşanmış, başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. Dört yıllık üniversite hayatımda (2005-2009) ilk kez Mersin Büyükşehir Belediyesi 4. sınıfın başında iken öğrencilere burs veriyordu (ki iktidar partisine bağlı belediyeler burs veriyor diye oylarım kaçmasın diye verdi.). Daha sadece bir ay burs almıştık ki belediye başkanının bağlı olduğu anamuhalefet parti liderinin, klasik olarak hükümetin bütün icraatlarını kendi mahkemesi olan anayasa mahkemesine başvurarak iptal etmesi gibi, bu burs olayını da iptal etmesini sağladı. Zaten ilk defa burs veriyordu belediye başkanı onuda kendi başkanları iptal etmiş oldu. O dönemlerde yarıyıl tatili için Mersin’deydim. Liseden bir sınıf arkadaşımı gördüm. Bu arkadaş bir Arap Alevi’dir ve kemikleşmiş oylara en büyük örnektir. Yanlış anlaşılmasın burda kimseyi kötülemiyorum. Sadece kemikleşmiş oylara örnek veriyorum. Arkadaşım da o belediyeden burs alıyordu. Arkadaşıma ”sizin başkan yine yapacağını yaptı, bir bursumuz kalmıştı el atmadığı ona da el attı” dedim. Arkadaştan olumlu bir tepki beklerken çok şaşırdığım bir cevap verdi: ” Onda farklı şeyler var yoksa bizim başkan boşuna iptal ettirmez” dedi. ” Kardeş daha ne arıyorsun bu olayın altında, kendi görüşünde olmayan belediyeler burs vermesin diye iptal ettirdi.” deyince sadece sustu cevap vermedi. Aynen bunun gibi kemikleşmiş oyların bir mantığı yoktur. Biraz üzerlerine gittiğiniz zaman aslan kesilirler. Zaten yapabilecekleri başka bir şey olmadığı için şiddete başvururlar. Yine de yeni nesil yavaş yavaş bu ideoloji batağından kurtuluyor. Oylarını belli kalıplaşmış sığ fikirli kişilere değil gerçekten hizmet yapanlara vermektedirler.
İdelojinin ne kadar sakat bir düşünce olduğunu anlamak için 1980’lere bakmak yeterlidir. Binlerce insanın canına malolan olaylarda sağcı da solcu da kaybetti. Kazanan bu iki grubun ideolojik düşüncelerini kullanan cuntacı ekip oldu. Kemikleşmiş oyların bitmesi gereklidir. Günümüzde demokrasi, insan haklarından hiçbir şey anlamayan kişilerin değil, tam tersine demokrasiye sarılmış, darbecileri barındırmayan, toplumun bütün kesimlerini kucaklayan bir kardeşlik projesine imza atan kişilere oy verilmelidir. Hizmet yapmayan, belli ortamı germeye çalışan ideolojik düşünceliler bellidir.
Kimin yanında yer alacaksınız, demokrasinin mi yoksa köhnelenmiş, çürümüş ideolojik düşüncelerin yanında mı? Karar sizin.
Mehmet Şar