İçinde yaşadığım toplum neden bir araya gelmiştir? Bu toplumu bir arada tutan dinamikler tesadüf müdür? Eğer tesadüf değilse, bu dinamikler değişmekte midir? Değişiyorlarsa, bu değişim gelişim midir? Erozyon mudur? Değişmiyorlarsa, değişmeli midir? Ne kadar? Nereye doğru?Benim şahsi isteklerim nelerdir? Benim şahsi isteklerimin topluma faydası var mıdır? Bütün isteklerimin topluma faydalı olması başka bir deyişle benim isteklerimin toplumun istekleri olması mümkün müdür? Ben bütün soruların cevaplarının en son soruda düğümlendiğine inanıyorum. Bütün isteklerimin topluma faydalı olması başka bir deyişle benim isteklerimin toplumun istekleri olması mümkün müdür? İşte can alıcı sorunun bu olduğunu düşünüyorum.
Hikâye bu ya! Vaktiyle bir talip, sofi olmaya ve Hak yolunda ilerleyerek yaratanını tanımaya niyetlenir. Çıktığı yolun gereği ilk yapılması gerekenleri tamamladıktan sonra iki gözü kapalı kendini dinlemeye geçecektir. Emirdir bunu taklidi de olsa yapacaktır. Yola giren herkese kendi iç sesini dinlemesi için çalışması emredilmektedir. Yeni derviş çok saf herkesin içinden gelen sesler ile sohbet ettiğini düşünerek yüksek bir inançla gözlerini kapar. Bir süre sonra yüksek sesle “ benim istediklerim olsun diye ” der. Bir süre daha oturduktan sonra tebessüm ederek kalkar. Yanında olan birkaç kişi çok şaşkındır. Olup biteni sorarlar. Derki: İçimdeki sesi dinliyordum birden Ses bana “ Sen bu yola neden girdin? ” diye sordu. Bende “ benim istediklerim olsun diye ” şeklinde cevap verdim. Ses ” senin isteklerin olmaz! Benim isteklerim olur ” dedi. Bir süre hiç cevap vermeden boynumu büktüm. Bana tekrar seslendi “ Peki, peki senin isteklerin olsun ” dedi. Dervişler bu garip aceminin haline şaşırmışlardır. Ama o az önce yaşadığı deneyimin verdiği gizli öğretinin olgunluğuna ulaşmıştır ve onlara açıklar. “Eğer bütün istekleriniz onun istekleri olursa, sizin isteklerinizde olur.”
Burada durum açıktır. Allahın istediklerini istersiniz, istemediklerini istemezsiniz. Ama doğruluğuna inanmak başkadır, arzular başkadır. İnsan faydası olan şeyleri ister. Bazı şeyler vardır ki kısa vadede faydalı, hatta bazen faydalı gibi ama orta ve uzun vadede zararlıdır. Bizler genellikle peşin bir arzu için çok yüksek ücretler, pahalar öderiz. Ülkemiz için de faydalı olan şeyler bizim için faydalıdır. Anlık bir menfaat toplum çıkarlarına aykırı ise o sorun en kısa sürede menfaat sahibine de bulaşacaktır. Eğer ben ülke menfaatlerini anlayabilirsem sadece çocuklarım ve torunlarım için değil kendim için de faydalı olduğunu anlayabilirdim. Ülke menfaatleri şahsi menfaatlerdir. Ülke menfaati olmayan şahsi menfaatler, menfaat gibi görülen sorunlardan ibarettir. Fakat benim isteklerimin, ülkemin istekleri olabilmesi için şimdilerde yeniden gizlenmeye başlayan olgunluk öğretilerine ihtiyaç vardır.
evet,olgun bireylere ihtiyaç var hemde acilen,bunun sırını bilenler susmasın artık.
Vahiy öğretisi diyor ki: “Sizin bazı hayır bildiklerinizde şer, bazı şer bildiklerinizde ise hayır saklıdır…” Buna örnek olacak yaşanmışlıktan o kadar çok örnek vardır ki… Tanrı’da birlik (vahdet), elçide birlik (tebliğci resulun mesajı), kitapda birlik (Kur’an) içinde olduğu varsayılan, gerçekte ise düşünce ve hedefte birlik içinde olamayan islam toplumları, bunun sonucu olarak eylem birliği içinde de değilerdir. Ve zaten başımıza gelen bunca felaket de işte bu yüzdendir. Konuyu tasavufi boyuta aktarmışsınız ilhamınız bol olsun.