Özlemek olmasaydı daha çok severdim dünyayı; sanki daha bir mutlu verirdim nefesimi. Boğazıma düğümlenmezdi bazen şarkılar, ne bileyim sanki hiç üzülmezdim özlemeler olmasaydı…
Çözümü arıyorum… Delice sevmek istiyorum bir şeyleri ama; sonra özlerim diye korkuyorum.
Papatyayı koklamak istiyorum lakin bir daha koklayamayacağımı düşünmek delirtiyor beni.
Ben de hep var olan şeyleri seviyorum; yıldız oluyor bazen bu, bazen de güneş, kimi zaman bulutları seviyorum kaybetmeyeceğimi bilerekten…
Yağmurları kokluyorum ben; en sevdiğim koku yağmur. Ne de olsa bulut varsa yağmurdan ümit kesilmez diyorum…
Bakmaya korkuyorum gözlerine herkesin; gözlerini kırparken bir daha açılmaz diye
Koparamıyorum gülleri; toprak bir daha bana vermez onu diye
Ben de şairin dediği gibi; gökyüzü ile çatıların birleştiği yerlere bakıyorum
Umutlarımı koparıyorum, ne de olsa, ben var oldukça yeni umutlar yeşerir içimde, biliyorum
Hayal edemiyorum ölmeyi; hayal ederken ölmekten korkuyorum.
Rüyaları seviyorum ben; rüya göremesem de tekrar; hayat bir rüya biliyorum
Dağlara tırmanamıyorum; zirveye varırım da yol biter diye korkuyorum
Senin, mavi göklere uzanan gözlerine tırmanıyorum; gökyüzünün sonu hiç gelmez biliyorum
Kalbimi, çürümüş dirseklerimi falan hiç benimsemiyorum, kullanıyorum onları sadece
Hayallerimdeki var olanları seviyorum ben; onlar kalp gibi yarı yolda bırakmaz, biliyorum
Mısraları sevmiyorum, aşağıya indikçe bitecek, biliyorum.
Ben şairin kalemini seviyorum,onda sözcükler bitmez, o mısralar gibi sona ermez biliyorum…
Şiirler hayalleri anlatır bazen; ama düz yazı ciddi bir müessesedir. Evet yalan söylemedim, sevdiğim şeyleri kaybetmekten çok korkuyorum. Ama bir gün gelip onları kaybettiğimde, onlara bu satırları okuyacağım.Onları kaybetmenin acısına, hayallerine daha çok sevdiğim şeyler olduğunu söyleyerek katlanacağım. Hep böyle yapmaz mıyız zaten; her şey kaybettikten sonra ‘’aslında çok da önemli değil di’’ olmaz mı? İşte ben de öyle yapıyorum. Yoksa siz gerçekten koparmam mı sandınız gülleri, ya da yetinir miyim sandınız, çatılarla gökyüzünün birleştiği yerleri izlemekle… Nefes alan bir şey, bir gün nefes almaz diye sevmem mi sandınız? Avutuyorum işte kendimi, oysa avunmaktansa bir kez daha hissedebilmek gerek nefesleri, bir gün biter diye sevmekten vazgeçmemek gerek. Biz var olmayı seçtik bu dünyada; ama yok olmamayı seçemedik. Varlığın içinden yokluğa yapılan bu yolculuğun en güzel anıdır; nefes alan her şeyi sevmek. Zordur özlemek ya da korkmak bir şeyleri kaybetmekten fakat muallâklıklardan korkmak gerek. Çözümsüz şeylerden korkmamak gerek. Özlemek, kaybetmek çözümü yoktur bunların. Güzel olan ve nefes alan her şey bir gün kaybolacaktır. O kaybolacak diye onsuz kalmak acizliktir. Payımıza düşen: açtıkça çiçekler, koklamak; aldıkça nefes insan, sevmek; attıkça kalp, atışını hissetmektir. Demeyin yukarıdaki şiir de ne diye; hayat bu; avuntusuz yaşanmaz; avutuyorum kendimi sonu olan şeyleri sevmiyorum ben diye… Bir gün ben demiştim zaten diyebileyim diye…