Onaltı onyedi yaşlarımız. Herkesin yaşadığı, kiminin zor, kiminin kolay atlattığı kişilik bulma dönemidir. Ailenin ergenlik döneminin kolay geçirilmesinde ve bireyin kişiliğinin oturmasında rolü çok büyüktür. Çocuğumuz bir yandan bedenindeki farklılıklarla bir yandan da iç dünyasındaki değişikliklerle savaş verir.
Çok hassas bir dönemdedir. Ebeveynler için de zordur. Artık karşınızda küçük, her sözünüzü dinleyen, ufak tefek hediyelere kanan bebeğiniz yoktur. Bazen asabi bazen uzak, belki içine kapanmış ama gözlerinin içine baktığınızda yardıma ihtiyacı olan, bunu sözlere dökmeyen yetişkin adayı vardır. Atacağınız en büyük adım kendinizi onun yerine koyarak davranmaktır. Tabi öyle hareket etmek değil. Tecrübelerinizle ona nasıl yürümesi gerektiğini arkadaşça bir dille gösterebilirsiniz.
Yanlış yapmasına bazen göz yumun. Büyük yanlışlar değil tabiki… Kendi yanlışı her zaman doğruyu daha kıymetli yapacaktır. Yönlendirmeye çalışmayın. Büyük ihtimal dinlermiş gibi yapacaktır. Çünkü siz onun için tedavülden kalkmış para gibisiniz.
Unutmayın büyükler her zaman sıkıcı nasihatler verir. O yaşlarda gözüken. Arkadaş gibi yaklaşın. Size herşeyini anlatabileceğini anlasın. Sadece dinleyin, akıl vermeyin. İnanın bir süre sonra kendisi gelip soracak. Bu aranızdaki bağı güçlendirdiği gibi size olan güvenini pekiştirir. Ergenlik çağında çocuğunuz varsa biraz anne baba modundan çıkıp ödün vermeniz gerekir. Başarılı ve sağduyulu ilişki bunlara bağlıdır.