Bu ülke insanιnιn en az %95 lik bölümünün sahip çιkacağι böylesine mâkul bir açιklama nasιl bu kadar saptιrιlarak saldιrι konusu yapιlabiliyor, anlamak gerçekten zor. Ne yani başbakan „dinsiz nesiller“ yetiştirmemiz lazιm mι demeliydi. Ne yani genç kuşaklarιn dinsiz yetişmesini işaret edenlerin selefleri bunu 80 yιl boyunca uyguladιlar da ne oldu. Batι kompleksinin felç ettiği Osmanlι saray bürokrasisinin artιklarι dindar insanlar sayesinde cephe savaşι kazanιlιr kazanιlmaz devleti İslâmιn batιrdιğιnι ve Hristiyanlιğιn resmi din olarak kabul edilmesi gerektiğini ve hatta bu hususta meclise kanun teklifi bile sevkedildiğini bilmiyor muyuz?
Fransιz jakoben laikçiliğini „âmentü“ haline getiren bu pozitivist kafalar toplumu dinsizleştirmek için bunca çaba harcayιnca mektep binasι kadar hapishane inşa etmek zorunda kalιnmadι mι?
Batι da devletler çocuklarιn dindar yetişmesi için ellerinden geleni ardιna koymuyorlar. Meselâ Almanya`da belediyelerin sahip olduğundan çok daha fazla ana okulu (kindergarten) Kiliseler Birliğinin elindedir. Gerçi belediyelere ait olan yuvalarda da dini değerler üzerinde hassasiyetle durulur ama diğerlerinde koyu bir Hristiyanlιk öğretisi vardιr. Kimse de kalkιp Almanya`da „laiklik“ elden gidiyor diye ağlama ayinleri düzenlemez. Bu ülkede din olgusundan bu kadar rahatsιz olan bu dinsizlik sevdalιlarι nasιl yeşerdi… Bunca nesli dinden uzak yetiştirdiniz de ne oldu. Uzaya uydu mu fιrlatabildiniz. Kendinize ait bir teknoloji icadιnda mι bulundunuz. Yo, tam tersine ne batιlι olabildiniz ve ne de doğulu kalabildiniz. Altι kaval üstü şeşhâne garip bir tipoloji üretmekten başka hiç bir işe yaramadι bu dinsizleştirme projeleri.
Laik bir ülkenin başbakanι dindar bir nesil yetiştirmeyi nasιl amaçlayabilir miş? Malum medyanιn köşelerinden salvo atιşlar devam ediyor. Halbuki şöyle aklι önceleyerek bir düşünecek olsak bu ifadeleri bir başbakanιn temenni etmesinde en ufak bir sakιnca yoktur. Başbakan bundan böyle okullarda o saçma-sapan ve bir o kadar da militer „ant“ yerine çocuklar mecburen okula „fatiha“ okuyarak başlayacaklar diye bir genelge yayιnlamιş olsa bizim tatlι-su laikçilerinin imdadιna yetişmek için elimizden geleni yapmaya hazιr olurduk. Üstelik başbakan dindar ifadesini tek başιna bile dile getiremiyor, yanιna bir de „muhafazakârlιk“ sosunu ilâve ediyor ama yine de laikçi „ok“ larιn hedefi olmaktan kurtulamιyor. Halkιnιn tamamιna yakιnι müslüman olan bir ülkede ebeveynlerin çocuklarιnι dindar olarak yetiştirme talebine karşι bunca şuursuz taarruzun yapιlabileceği bir başka memleket var mι acep yeryüzünde?
Bu ne garip bir durumdur. Batι, dinden iyice soğuyan insanιnι yeniden kazanmak için bin bir türlü çarelere başvururken bizim içimizdeki batι aşιklarι insanιmιzι dinsizleştirmek için seğirtip duruyorlar.
Laik bir ülkede bir başbakan istese bile dindar bir nesli yetiştirecek müfredatι hakim kιlamaz. Uyduruk Din Bilgisi Ve Ahlak Kültürü dersi ile de din öğrenilmez. Başbakan belki bununla çocuklarιnι dindar olarak yetiştirmek isteyen toplum kesimlerinin önündeki yasal engelleri kaldιrmayι hedeflemiş olabilir ki bu zaten behemahâl yapιlmalιdιr. Meselâ şu eğitim sistemini „öğütüm sistemi“ ne dönüştüren 1924 tarihli çağdιşι kanundan derhâl vezgeçilmelidir. Yoksa sadece beyânat verip yok yere laikçilerimizin uykusunu kaçιrmaya ne gerek var. Meseleye bir rövanş taktiği ile yanaşmak tabi ki doğru değil, bu zaten bu koşullarda mümkün de değil ve bence doğru da olmaz. Zira benim görüşüme göre „dindar“ olmak ne kadar hak ise „dinsiz“ olmak da bir o kadar haktιr.
Ancak bir konuya daha dikkat çekmek isterim: Bugün bu sözlerden hareketle en fazla bağιrιp çağιranlarιn büyük bir kιsmι bir zamanlar apartman altlarι kilise doldu, yabancιlar topraklarιmιzι satιn alιyor, misyonerlik aldι-yürüdü gibi zevzeklikler yapιyorlardι. Samimi dinsizlerin eleştiri yada korkularιna hak veriyorum. Ancak dinine donu kadar değer vermeyen ama köşesi olan bütün densizleri de kιnιyorum.
Sularι tersine akιtmak mümkün değildir. Bunu Firavun bile başaramadι. Siz mi başaracaksιnιz. Gülerim…
Baki Selam ve Saygιlarιmla.
Ömer Erdem
Mainz/Almanya
Ömer Bey, o kadar muazam bir övgü döktürmüşsünüz ki sizi yürekten kutluyorum. Bu ülkenin %90 müslüman biliyorsunuz. Evet Hayır referandumunda siz ve sizin gibiler ‘Evet’ diyerek ‘Din ve Vicdan Hüriyetleri’ adı altında bir madeyi de genişleterek hayata geçirmiştiniz. Bugün baktığımızda (ATO’nun Türkiye’deki misyonerlik faliyetlerine ilişkin araştırmalarına bakmanızı tavsiye ediyorum) kiliseler açılıyor, kilise evleri açılıyor, sokaklarda cadelerde elerine incileri alıp, aralarına dolarlar koyan misyonerler fakir halkın fakirliğini fırsat bilin müslüman avına çıkıyorlar. Siz bu zihniyetle mi dindar nesil yetiştireceksiniz. Siz ve sizin gibilerin kimin bayrağına selam verdiğini hala anlamış değilim. Bizim Kıblemiz Vatikan değil. dİNLER arası diyalog adı altında ortaya konulan projenin esasında tüm dünya insanlığını kiliseye döndürme çabası olduğunu sağır sultanlar bile duymuş iken, müslümanız diye ortalıkta gezen bir takım taife ne acıdır ki Hıristiyan aleminin dümenine su taşıyor.. Öncelikle bunları düşünün, yorumlayın. Belki Yüce Alah o zaman sizin zihninizi aydınlatır.
Rukiye Hanım:
Ömer Beyin anlatmak isteyip anlatamadığı veya biz “ahmakların” bir türlü anlayamadığı ulvi gerçekleri, Yaradanın bahşetiği yüksek ifade gücünüz, entelektüel ve evrensel fikirlerinizle bir de siz anlatmayı dener misiniz; belki bakarsınız o zaman aklımız erer, belki biz de adam oluruz ha ne dersiniz?
Ben yazimda dindar bir neslin istense bile teknik olarak hata fitraten mümkün olmadigini söyledim. Devletin görevi hangi din ve felsefi görüsten olursa olsun dinsizler dahil herkesin özgür olarak bu konularda karar verebilmesini saglayacak tedbirleri almaktir. Ancak 80 yil boyunca insanimizi dinsiz yapmak icin zecri tedbirler dahil hemen her türlü zorbaligin yapildigi bir ülkenin basbakani bundan böyle bu tür zorbaliklara gecit verilmeyecegini söylüyor. Bu iktidar 10 yildir isbasinda bu alanda bugüne kadar ne yapmis? Birileri mal bulmus magribi gibi konunun üstüne atladilar ama burdan onlara ekmek cikmaz. Bu ülkenin yönetimi, akli hür, irfani hür, vicdani hür nesilerin yetisebilmesi icin elinden gelen her türlü gayreti göstermekle mükeleftir. Dinsizler, dindar kesimlere sövüp hakaret etmedikleri sürece en az dindarlar kadar saygindirlar.
Baki Selamlar
Ömer Bey, öncelikle yazınızı üzüntü ile okuduğumu belirtmek isterim. Neden mi? Çünkü gördüm ki, sayın başbakanın oldukça açık bir şekilde ifade etiği ama anlamak istemeyenlerin doğal olarak anlamadığı gerçekleri anlatmaya çalışmışsınız. Yorumları okuyunca üzülerek gördüm ki siz de anlatamamışsınız. Hani ne derler bilirsiniz: Sizin anlatıklarınız ancak karşınızdakinin anladığı kadardır…
Bu ülkede din deyince sadece İSLAM, dindar deyince sadece İSLAMcı anlaşılır. Dindar nesil yetiştireceğiz, her kim hangi dine inanıyorsa saygı duyarak, dersiniz anlamazlar yine de… Laik olalım derler siz anlarsınız, laiklik dinini özgürce yaşamaktır dersiniz, onlar anlamaz.
Uzatmayalım… Biz istediğimizin dünyanın aslında onlarında hayalini kurduğu dünya olduğunu biliyoruz. Zaten tüm güzelikleri tüm insanlık için isteyişimiz de bundan değil mi?
Ne diyeyim, kaleminize sağlık. Umuyorum biz anlatmaktan vazgeçmezsek ve hata ençok da söylediğimizi yaşamaktan vazgeçmezsek bir gün ne demek istediğimizi anlayacaklar…
O günleri görebilmek ümidiyle, saygılar…
İcranın başındaki diyor ki, “Muhafazakar bir partiden ateist nesiler mi yetiştirmesini bekliyorsunuz, elbete dindar bir nesil yetiştireceğiz” Sonra da diyor ki, “Dindar nesil yetiştirmeyelim de Tinerci mi olsun” devamla, “Elbete biz de o dindar nesildeniz” Şimdi siz de bunu savunduğunuza göre o halde bu destekleyici yazınızla ne demek istemiştiniz de yanlış anladık? Tekrar ediyorum, -madem de rahatmışsınız sizin adınıza sevindim- Sizin savunduğunuz din anlayışını redediyorum! Böyle bir kalıp içine girmektense dinsiz olmayı yeğliyorum. “Sizin dininiz size…” Ne nesli yetiştireceksiniz yetiştirin, aman dikat edin aralarından tinerci filan çıkmasın. Bir partiyi ve politikalarını destekliyor olmanıza saygı duyabilirim ancak, fakat bu sizin her yanlış olanı doğru kabul edip savunma eğilimine girmenizi gerektirmemeli. Yanlışa, “Bu da yanlış olmuştur” deme erdemini gösterebilmelisiniz. Bir dinsiz vatandaş söyleyeceğim bundan ibaretir, yetişecek olan “Dindar” nesilerle mesut ve bahtiyar bir ömür sürmenizi temeni ederim.
Sayin Ismini yazmayan yorumcu,
Ifadeleriniz üzerine yazimi bir defa daha okudum. Ben bu yazida din falan anlatmadim. Nasil olduysa benim anlatmadigim din yüzünden dinsiz olmusunuz bravo size!
Bir kere Din (Islam icin söylüyorum) öyle duygu, vicdan, Alah ile kul arasi bir sos falan degildir. Bir yasam tarzidir. Insanin icindeki iyi yi harekete gecirip aktif iyi olarak bir hayat sürülmesinin kilometretaslarini ögretir. Dinci seklindeki yaftalamanizi redediyorum. Ben dindar yahut muhafazakar degilim. Beni yaratan Rabimin hayatimin her anina müdahil olduguna iman etmis bir kisiyim. Alah yokmus gibi yasayamam.Benim cizdigim cerceve beni baglar. Zat-i aliniz benim cerceveme itibar etmek zorunda degilsiniz. Merakiniz varsa bu dinin biricik kaynagi Kuràn ortadadir, gider alir ve okusunuz. Ha bir sey daha ben zaten rahatim.
Baki Selamlar
Önceleri dini duyguları olan biri olduğumu sanıyordum. Gördüm ki aslında değilmişim. Bunu ben kendi kendime keşfetmedim efendim. Siz söylediniz, nasıl mı? Bakın şöyle: Siz bir din anlatınız ki, baktım ki ben aslında böyle değilmişim, dinsizmişim. Sizin çizmiş olduğunuz çerçevede bir din anlayışım olmadığımdan kendimi dinsiz olarak adetim ve ilan ediyorum BEN DİNSİZİM! çünkü çok şükür DİNCİ değilim. Ben rahatladım, siz de rahatladınız mı bari?