Ellerime dokundu elleri,
Nasırlı ama çocuksuydu,
Gülümsedi, vahşiydi tebessümü ama sevecendi,
Gözgöze geldik bir an, kalakaldı, utandı…
Çattı kaşlarını anlamsızca, kızdı mıki ne!
Halbuki sevmişti beni sanki…
Başını önüne eğdi, gözleri dolmuştu,
Elllerini ceplerine sakladı, başını kaldırdı,
Gözleri mercan mercandı, ağlamaklıydı nazarları,
Ağladı ağlayacak derken yeniden güldü,
İnci gibiydi dişleri, nasırlı ellerine inat…
“Yaşın kaç dedim?”
İki elini havaya kaldırdı, bir parmağını içe büktü.
Tekrar sordum ve aynı şeyi yaptı…
Sonra nasırlı ellerinden en çocuksu olanını,
Çocukça bir hareketle bana uzattı,
Afalladım ilkin, sonra anladım, cebimdeki bozuklukların tümünü,
Avucuna bıraktım.
Sevindi, gözlerinin içi güldü, güvercin adımlarla uzaklaştı,
Köşeyi dönerken son bir kez daha bana baktı,
Yaşından büyüktü bakışı, elleri gibi…
Bu şire bayıldım, çok güzel… … Dilsiz Çocuk …
🙂 teşekürler…
saden hep susandan korkacan onlar büyüdügünde hayati en cok tanıyanlardir hayati bi nevide olsu bakişlardan hayata küçük yaşta tanimişlardir***
bence bu çocuk dahi biridir iyi bi şair çıkar