TÜRKLERİN HZ. ALİ’YE KARŞI SEVGİ DUYMAYA BAŞLADIĞI ZAMANLAR
Türkler 7. yüzyılın ortalarında Hz. Muhammed ile ilgili işittikleri övgü dolu sözleri Hz. Ali içinde işitiyorlardı. Mekkeli müşrikler Hz. Muhammed’i öldürmeyi planladıklarında Hz. Ali o’nun yatağına girip çocuk denecek yaşta o’nun yerine öldürülmeyi isteyecek kadar hesapsız imanı ve and olsun Allah’a Hz. Peygambere ilk iman eden kişiyim sözündeki haklılığı, oruçluyken kapısına gelen yoksula iftarlık yiyeceğini verecek kadar merhameti, zülfikarı kuşanıp, Allah’ın arslanı ünvanını kazanacak kadar yiğitliği, Hz. Peygamberin ’’Ben ilmin şehri isem Ali kapısıdır’’ hadisinde işaret bilgeliği ile Türkler Hz. Ali’ye büyük sevgi duydular.
Türk Milleti’nin Hz. Ali’ye hissettiği sevgi Yezid’in Hz. Hüseyin’e yaptığı zulüm döneminde de devam etmiştir. Hatta Hz. Hüseyin’e Türkistan’dan davet gelmiştir. Ancak, o dedesi Hz. Muhammed ve babası Hz. Ali’ye yakışır şekilde mücadele vereceğim cevabını vermiştir. Emeviler döneminde Türk beylerine de çok zulüm yapılmıştır. 710 yılında Emevi Yezid 20 bini aşkın Türk’ün başını kesmiştir. Yezid’in izlediği siyaset Türkleri zorla kültürlerinden uzaklaştırıp Araplaştırmaktır.
750’li yıllardan itibaren Türkler Müslümanlaşma sürecinde Arap kültürünün etkisinde kalmaksızın Kur’an ve Hz. Muhammed’in sözlerine bağlılığı Türk töresiyle bütünleştirerek sürdürdü. Bu yaşam tarzı bazı Türk boyları arasında Alevilik anlayışının doğmasını sağladı.
ALEVİLİK-BEKTAŞİLİK
Alevilik hakkında genelde tam bir birlik olmasa da Bektaşilikten kaynaklandığını savunan görüş ağırlıktadır. Bilindiği gibi Hacı Bektaş-ı Veli bir Türk Mutasavvıfı olup Horasan’dan gelip Anadolu’nun Türkleşmesinde büyük çaba sarf etmiştir. Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey’in hocası Şeyh Edebali de iyi bir Bektaşi Mutasavvıfıdır. Temelde Bektaşilik İslam’a uygun olarak Türk geleneğini yaşatma felsefesidir. Zamanla bu anlayış yerini Türk geleneklerinin ağır bastığı bir yapıya bırakmıştır. Böylece de Bektaşilikten, Alevilik, Kızılbaşlık gibi yeni felsefi gruplar ortaya çıkmıştır.
Bektaşiliğin en önemli özelliği’’On İki İmam’’inanışı ve Cafer-es Sadık’a gösterilen ihtimamdır. İbadetlerinin merkezinde Allah-Muhammed-Ali üçlüsü vardır. Muharrem ayının ilk on gününde Hz. Hüseyin’in Kerbela kıyamı ve şehadeti hatırasına oruç tutarlar ve matem günleri yaşarlar. Hz. Ali’nin doğum günü olarak kabul edilen 21 Mart’ta ‘’Nevruz’’, günahlarının bağışlanması gayesiyle ‘’Baş okutması’’yapılır.
Bektaşilik tarikatlar arasında Türk renginin en belirgin olduğu tarikattır. Osmanlı’nın İran ve Arap tesirinde olduğu dönemde bile Bektaşiler edebiyatlarında ısrarla Türkçeyi kullanmışlardır. Türkçe’nin resmi dil olması konusunda Karamanoğlu Mehmed Bey’i ikna edenlerden birininde Hacı Bektaş-ı Veli olduğu hatırlanmalıdır. Osmanlı ordusundaki fetihlerdeki asli unsur olan Akıncı beylerinin büyük çoğunluğu Alevi-Bektaşi geleneğine mensuptu.
Alevi-Bektaşi kültüründe sevginin anlatılması, anlaşılmazlıkların giderilmesi ve Allah’a toplu yakarışı içeren semah; eski Türklerde Gök Tanrı inancındaki din adamı, bilge sıfatı taşıyan Kam’ların yönettiği Şaman töreninin İslam ile birlikte yaratılmış halidir. İster Mevlevi İster Alevi semah olsun, semahtakiler nefsi tüm duygulardan arınmış olmanın huzurunu yaşarlar ve semahı kadınla erkek bir arada dönerler. Semah dönen kadın ile erkek bacı kardeş gibidirler. Posta oturan dede, bağlama eşliğinde deyişler söyler. Deyişteki sözlerin kaynağı yüce Kur’an’dır.
Alevi-Bektaşi kültüründe yol kardeşliği anlamına gelen Musahiplik kurumu vardır. Bu kurum Mete Han’ın ordusunda iki erin Anda ismiyle yaptığı kardeşliğin devamıdır. Bu kardeşliğin amacı sosyal hayattaki kaynaşmayı sağlamaktır. Musahiplerin çocukları da birbiriyle evlenemez. Bu sayede uzak obalarla evlilik olur.
YAVUZ SULTAN SELİM-ŞAH İSMAİL ÇATIŞMASI
Alevi-Sünni çatışmasına bir grupta Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail savaşını göstermektedir. Halbuki bu savaşın sebebi dini değil, tamamen siyasidir. Eğer bu çatışmanın sebebi dini olsaydı Osmanlı Devleti Dulkadiroğulları, Bayatlar, Beydilli, Afşar, Karakeçili gibi birçok Türk boyunu kılıçtan geçirmesi lazımdı. Eğer bu savaşın sebebi dini olsaydı; Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail savaşında Elazığ, Malatya, Maraş, Diyarbakır bölgesini yönetimi altında tutan Alevi Dulkadiroğulları beyliği tüm askerleriyle birlikte Yavuz’un yanında Şah İsmail’e karşı savaşmazdı.
DÖRT KAPI KIRK MAKAM
Dört Kapı ve Kırk Makam şeklinde ilkeleşen ve insanı olgun insan olmaya götüren ilkeleri Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli tespit etmiştir. Bu ilkeler aşama aşama olup insanı olgunluğa götürür. Hacı Bektaş-ı Veli bunları şöyle özetlemiştir:’’Kul, Tanrıya kırk makamda erer, ulaşır, dost olur. Bu makamların onu Şeriat içinde, onu Tarikat içinde, onu Marifet içinde, onu da Hakikat içindedir.
1. KAPI ŞERİAT MAKAMLARI:
1. İman etmek
2. İlim öğrenmek
3. İbadet etmek
4. Haramdan uzaklaşmak
5. Ailesine faydalı olmak
6. Çevreye zarar vermemek
7. Peygamberin emirlerine uymak
8. Şefkatli olmak
9. Temiz olmak
10. Yaramaz işlerden sakınmak.
2. KAPI TARİKAT MAKAMLARI:
1. Tövbe etmek
2. Mürşidin öğütlerine uymak
3. Temiz giyinmek
4. İyilik yolunda savaşmak
5. Hizmet etmeyi sevmek
6. Haksızlıktan korkmak
7. Ümitsizliğe düşmemek
8. İbret almak
9. Nimet dağıtmak
10. Özünü fakir görmek
3. KAPI MARİFET MAKAMLARI:
1. Edepli olmak
2. Bencillik, kin ve garezden uzak durmak
3. Perhizkarlık
4. Sabır ve kanaat
5. Utanmak
6. Cömertlik
7. İlim
8. Hoşgörü
9. Özünü bilmek
10. Ariflik(kendini bilmek)
4. KAPI HAKİKAT MAKAMI:
1. Alçak gönüllü olmak
2. Kimsenin ayıbını görmemek
3. Yapabileceği hiçbir iyiliği esirgememek
4. Allah’ın her yarattığını sevmek
5. Tüm insanları bir görmek
6. Birliğe yönelmek ve yöneltmek
7. Gerçeği gizlememek
8. Manayı bilmek
9. Tanrısal sırrı öğrenmek
10. Allah’ın varlığına ulaşmak.
GÜNÜMÜZDE ALEVİLER
Türk kültürünün en yalın taşıyıcılarından olan Alevi-Bektaşi Türkmenlerinin manevi büyükleri Anadolu’nun fethinden önce gelip Anadolu’yu fethe hazırlamıştır. Özellikle içten içe kardeş kavgasının körüklenmeye çalışıldığı günümüzde; kardeşliğimizin adının: 19. yy’da Sıdkı Baba, 16. yy’da Pir Sultan Abdal(asıl adı:Haydar), 12. yy’da Taptuk Emre, 9 yy. ’da Barak Baba ve Sarı Saltuk, 8. yy’da Pir-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevi olduğu unutulmamalıdır.
Günümüzde Alevilere yapılan karalamaların sebebi Türk Kültürünün ve Töresinin devamının güvencelerini yıpratmak, yok etmektir. Türkiye’de Alevi köylerinde yaşatılan kültürel unsurlar. bugün Türkistan’da ki eski Türk gelenekleriyle örtüşmektedir. Bunların amacı; Bektaşisiyle, Mevlevisiyle, Nakşisiyle birlik içinde yaşayan Türk Milletini zayıf düşürmektir. Kardeşlerimiz bu oyunun bir parçası olmamalıdır. Alevi-Sünni ayrımı yapanlar en büyük Türk düşmanlarıdır. Kimsenin başka birisinin imanını ölçme gibi bir hakkı yoktur. ’’İnsanların en hayırlısı Takva da ileri olanıdır’’ buyurmuş Allah’u Teala. Hacı Bektaş’ın Dört Kapı ve altındaki Kırk Makam öğretisi Takva’yı anlatır.
Aleviler ya dışlanmış ya da siyasi potansiyel olarak görülmüştür. Bazı yerlerde Aleviler gayrimüslimlerden daha çok dışlanmıştır. Mesela bir Müslüman erkeğin bir Hristyanla evlenmesi teşvik edilmekte, kabul görmektedir. Ancak bazı gruplar Alevilerle evliliğin konusunu açmaktan bile korkmaktadır. Bunların en büyük sebebi cehalettir. Siyasi açıdan ise Aleviler bir oy potansiyeli olarak görülmüştür. Onlara göre Aleviler’’Devrimci’’ ve ‘’İlerici’’dir. Onlara göre Aleviler solcudur. Bu onlara göre böyledir. Çünkü onlar böyle görmek istiyor. Yalnızca bu durum onların menfaatlerine uyar. Bir zamanlar Alevileri dinsiz diye nitelendirenler şimdi düşüncelerinin değişmemiş olmasına rağmen sırf siyasi iktidar için Alevi kutlamalarına üst düzey temsilcilerini göndermekte, yana yana Alevi milletvekili adayları gezmektedirler. Kimse bu oyuna gelmeyecektir.
Bugün Pir Sultan Abdal Dernekleri’nin, İhd ve Dtp gibi bölücü kurumlarla aynı platformlarda buluşması, ortak basın açıklamaları yapması, onlarla aynı karelerde bulunması gerçekten içler acısı bir durumdur. Gerçek Alevilerin bu derneklere sahip çıkması gerekir.
Ta ezelden hür milletiz;
Soyu-sopu gür milletiz,
Kandan candan bir milletiz,
Bir temel, bir duvar, bir taş
Alevi, Sünni, Kızılbaş…
Aynı mayadan yoğrulan,
Türk, Türkmen diye çağrılan
Aynı kıbleye doğrulan
Secdeye konulan bir bir baş
Alevi, Sünni, Kızılbaş…
İçimize kin soktular,
Dinsizliği din soktular,
Kızıl Moskof. Çin soktular…
Dediler olsun hurdahaş
Alevi, Sünni, Kızılbaş…
Unutulmamalıdır ki; Hz. Ali, Hz. Peygambere ilk iman edendi. Beş vakit namaz kılardı. Ve o’nun soyunu devam ettiren, onun yerine ölümü göze alandı. Günümüzde bazıları Aleviliği nefsi işlerini yapmak için bir örtü gibi kullanmakta, Aleviliğin yanlış tanınmasına sebep olmakta ve gerçek Alevilere zarar vermektedir.
Türk Milleti olarak yeniden dirilmemiz şarttır. Tüm Alevilerin Hz. Ali’nin ‘’Belimden düşen değil, yolumu süren evladımdır’’sözünü iyi anlayıp, gerçekten Hz. Ali çizgisinde olmaları, uyuyanların artık uyanmaları ve bu vatanın parsel parsel, babalar gibi satılmakta olduğu günümüzde Alevisinin, Sünnisinin tek çaresinin tüm bölücü unsurlara karşı birlik olması gerektiğinin farkına varmaları dileğiyle.
Pir Sultan Abdal’ın dediği gibi:
Gelin canlar bir olalım,
Biri bine ekleyelim,
Bir yürüyüş eyleyelim,
Tevekkeltü Tealallah.
13. 05. 2007
Emrullah TÖREN
12 imamları kontrol edin… İmam Rıza’ nın hanımı Türktür… İmam Musa Kazım’ dan sonra Türklerle etkileşim başlar… Hoca Ahmed Yesevi bu soydan akrabadır…Teşekürler
bu ülkede aleviler olmasaydi kücuk arabistan olurduk.olma yolunda ilerliyoruz ne yazik
önderlerimiz. inşanlah. bu kardeşkavkasını. konusarak. bidirirler. ve bir.olalım. amin
önderlerimiz. inşanlah. konuşarak. bukardeş. kavkasını. bidirirler. amin
böyle düşünme ben suniyim ama alevi arkadaşlarımı çok seviyorum seni bu sebeple dışlayan insanlar emin ol iyi insanlar değildir zaten
didişmeye gerek yoksa anadoluyu da avrupalılara bırakalım gidelim
daha fazla arastır Emrulah TÖREN alevileri dışlayan iericiliğe devrimciliğe iten sizin baskılarınız olmuştur! eğer ülkücüler amerikanın oyununa gelmeseydi bugün alevi suni Türk kürt sağcı solcu diye ayrışmayacaktık. 68 kuşağında ki ilk olaya bakarsanız da olayı çıkartanlar sağcılar. vatanseverlik adı altında en büyük ihaneti siz yapmışsınız
benim sahsi görüsüm, islam dinimiz tek bir dindir ve cesit cesit mesheplere bölünmesinden rahatsiz oluyorum, cünki tam o zamanda iste ayriciliklar ortaya cikiyor ve tüm bir islam birligi olamiyoruz. bu yüzden benim kendi özel sahsi isteyim ” dünya türk islam birligi ” olmasidir. hz. ali nin yasadigi zamanda bu tür ” alevilik ” ayrilmasi yoktu ve öyle birseyin istegi olduguna hic bir kanit yoktur. zaten hz. mohamed sav peygamberimizi en cok sevebilecek cok büyük bir kisilige sahip olan hz. alidir ve peygamberimizin arslani diye neden söylenmistir ? hz. mohamed sav peygamberimiz icin ve beraberinde düsmanlara karsi savasirken, aninda canina verecek kadar cok cesur ve savaslarinda cok yürekli olmasindan söylenmistir. alevilik diye bir meshep sonradan cikmistir ve ne hz. mohamed sav vede hz. ali bu tür ayrimcilik(lar) istemislerdir. bir yerde bir cümle bulamazsinizki hz. alinin, alevilik diye bir ayrimciligin istemisligi. islam dini bir tek dindir. bu yazimla niyetim hic bir müslüman türk kardesimizi inciltmemek ve yanlis anlasilmamasini rica ederim okuyucularimizdan.
aleviliğin hz ali ile ilgisi beli yalnız türklerle hz ali soyunun buluşması hakında kesin bir bilği yok. lütfen bu konuda bilgi verilmesi mümkünmü?
kısacık ömürde bibirimizle didişmenin ne mantığı var bir türlü anlamış değilim. GELİN CANLAR BİR OLALIM SEVELİM SEVİLELİM BU DÜNYA KİMSEYE KALMAZ BİRLİKTE KURTULUŞ AYRILIKTA FELAKET VARDIR. KİMSENİN OYUNUNA GELMEMEK LAZIM KİMSENİN ELİNDE OYUNCAK OLMAMAK LAZIM. SEVGİDE MECBUR OLAMAYABİLİRİZ ANCAK SAYGIDA MECBURUZ.
DOTÇA VE KARDEŞÇE BİR DÜNYA……
alevi korkulacak şidete mağruz birakılacak bir külütür mü ki kendinizi saklıyorsunuz dini inancı ne olursa olsun yaşam felsefesi insan olan dinler değlimi kul hakıyla karşima gelmeyin kurada belirtir alah değilmi kim olursa olsun inmakta inanmamakta alahın vereceği cezaya bırakmalı insan oğlu kendisini müslüman olarak gören herkese alevilğede alevilerde saygı gösterir saygılar ş lama,,
alevilerin sadece 1 aşkı vardır ki bu aşk çok büyüktür bu aşk hiç bitmeyecek KADAR BUYUKTURölene kadar büyüktür bu aşk semah tır bir alevi mileti olaraktan alevi oldugumu söylemekten hic bir zaman korkmadım BUNDAN sonrada korkmayacagım önemli olan akıl ve iradedir GELİN CANLAR BİR OLALIM BİRE BINI EKLEYELİM BİR YÜRUYUS EYLEYELİM ALEVİ YOLDASLARININ DA BİR CAN OLDUKLARINI VE ONLARINDA MERHAMETLI VE ONLARINDA GÜCLU BİR MİLET OLDUKLARINI SÖYLEYELIM GELİN CANLAR BİR OLALIM YA ALAH YAA MUHAMED YAA ALİ 10 İKİ İMAM ORUCU TÜM ALEVİ YOLDASLARINA ALAH KABUL EYLESİN AMİN ALAH TÜM ALEVİ CANLARIN MEKANINI CENET EYLESİN AMIN************************…….
arkadaslar peygamber efendimiz yüce Alah’ımız ölen sehitler için ve de tüm ölan müslamanlara dua edelim
Kendisini o şekilde gören milyonda birdir Sayın Editör.Ben,sizin ne demek istediğinizi anladım ama yorumunuzu okuyan 100 kişiden en az 99 u yanlış anlar bence.Tabi ki bu benim düşüncem.Sadece düzeltme yapmak istedim.Ateist olanlar ve kendisini başka miletmiş veya başka bir dindenmiş gibi göstermeye çalışanlar Aleviliğin en büyük düşmanlarıdır.Sözün onlara:”Hz.Ali başka dinden mi idi ki başka bir din olsun?Hacı Bektaş başka bir mileten mi idi ki başka bir milet olsun”.
Selametle…
ben onları değil, onlar kendilerini bu şekilde görüyorlar Emrulah Bey. sözlerim yanlış anlaşılmasın. kurduğum cümlenin özünde aslında Atatürk’ün milet tanımı yatmaktadır.
Saygılarımla.
Eylem Hanım,Aleviliği saklama korkusu eskidendi.Artık o günler geride kaldı.İnanın ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarında o eski ön yargı yok.Sizin bunu saklamanızın sebebi:Yazımda da belirtiğim gibi Aleviliği günahlarına kılıf olarak kulanmak isteyen şer odaklarıdır.Bu milet artık geçte olsa “Yunus Emre,Hacı Bektaş;bir temel,bir duvar,bir taş:Alevi,Süni Kızılbaş” kavramını alnamaya başladı artık.Alevilik bu toprakların özü…Korkmayın.Bu arada Sayın Editör “Kişi farklı mileten olduğu için dışlanmamalı”cümlenizi yanlışlıkla kurduğunuzu var sayıyorum.Çünkü;Alevilik Türk Miletinin özüdür.Ayrı bir din,ayrı bir milet veya ayrı bir mezhep değildir.Alevilik;Türk’ün İslam yorumudur.Kültürel bir zenginliktir.
Selam ve saygılarımla
Emrulah TÖREN
askerde 3 tane alevi arkadaş tanıdım. hepsi de çok iyi çocuklardı. kişi farklı birmileten olduğu için asla dışlanmamalı. önemli olan kişiliktir. ben alevileri kişilikli insanlar olarak tanıyorum. bir alevi ile tanıştığımda memnun oluyorum. önemli olan kişinin mileti değil, kişiliği.
ben aleviyim ama bunu kimseye söyleyemiyorum arkadaslarimin beni dislicandan korkuyorum aylemde bana söylemicemin daha iyi oldunu söylüyor ama ben bunu artik saklamak istemiyorum yardim etseniz bana siz ne diyorsunuz 🙁
Ben de iyi dilekleriniz için teşekür ederim Kemal Bey.
Amaç;daha büyük kitlelere ulaşmak ve bazı ön yargıların artık insanların zihninden kalkmasına ufacıkta olsa katkıda bulunmak.
Gerçekten zor bir dönemdeyiz.Ay Yıldızlı Bayrağımız ve sınırlarımız ile sorunu olmayan kimeyle sorunumuz olmaması lazım.
Bu memleketin temeli,duvarı,taşı olan Alevi,Süni,Kızılbaş’ın öz gardaş olduğunu ve bunların zamanında dış güçler tarafından birbirine düşürüldüğünü artık herkesin anlaması dileğimle…
Saygılarımla
Emrulah TÖREN
Emrulah Kardeşim çok güzel açıklamışsın herşeyi bir alevi olarak yazdığın her kelimeye harfiyen katılıyorum saygılarımla